Daha fazla görüntüle

Distopya, Yeni Ütopya Mı? Yapay Zeka ChatGPT’nin Ötesinde

5 mins

Yapay zeka bir zamanlar distopyalara konu olurken günümüzde yeni ütopyalar yaratabilir mi?

ChatGPT’nin popülerleşmesiyle birlikte gözler son zamanlarda yapay zekalara daha çok çevrildi. Ancak bu uygulamanın ötesinde gelişim aşamasında olan birçok teknoloji mevcut.

Bu yazıda ise ChatGPT’den Mark Zuckerberg ve Apple’a, daha sonrasında ise blockchain’lere ve metaverse’e kadar uzanarak yapay zekaların bugünü ve yarını incelenecek.

Sam Altman Kimdir?

Yapay zeka AI blockchain

Bu ismi yapay zeka konseptiyle ve teknolojiyle az çok haşır neşir olan hemen herkes duymuştur. ChatGPT’nin küresel bir çığır açmasıyla birlikte bu isim global bir üne kavuştu.

Sam Altman, ChatGPT ve DALL-E gibi yapay zeka ürünlerini çıkartan Open AI şirketinin CEO’sudur. Ancak bu yazımızda, Sam’in farklı bir işine, Worldcoin şirketi altında çıkardığı Orb göz tarama sistemine odaklanacağız.

Teknoloji girişimcisi olup da kripto para piyasasına ilgisiz olmak artık neredeyse imkansız bir hale geldi. Sam Altman da Open AI dışındaki Orb projesiyle insanların göz bebeklerini tarayarak bir kimliklendirme sistemi oluşturmayı hedefliyor. Halihazırda, birçok kişinin göz bebeği test aşamasında taranmış durumda.

Göz bebeği taranan kullanıcılar, bu sisteme entegre uygulamalara giriş yaparken kimliklerini doğrulayabiliyorlar. Aynı zamanda Zero Knowledge Proof kullanan bu sistem, kimliği doğrularken kullanıcının anonim kalmasını sağlıyor. Yani hesaba yabancı bir kişinin girmediğini doğrulayabiliyor ama kimliğinizle ilgili herhangi bir bilgi vermek zorunda kalmıyorsunuz.

‘Apple ile giriş yap’, ‘Google ile giriş yap’ gibi servisler varken bu yöntem tabii ki oldukça abartılı kalıyor. Ancak bu girişim aslında çok daha fütüristik bir vizyonun parçası.

VR-AR Trendi Telefonlar Kadar Yaygınlaşabilir

Metaverse arsa fiyatları

Mark Zuckerberg’in 2015 yılındaki yazışmaları, VR-AR gözlüklerin 2025 yılında neredeyse telefonlar kadar popüler olmasını beklediğini gösteriyor. Bu vizyonu 2 yıl erteleyerek 2027’ye uzatan Zuckerberg, 2025 yılında akıllı saatle entegre bir AR gözlüğü piyasaya sürmeyi planlıyor. Şu anda ise Quest Pro adında VR gözlükler halihazırda mevcut.

Asıl heyecan uyandıran nokta ise Apple’nin VR-AR karışımı bir gözlük çıkartmak üzere olması. Çünkü iPhone başta olmak üzere bir marka yaratmak, teknolojide öncülük etmek ve bunu pazarlamak konusunda Apple’dan daha başarılı bir kuruluş henüz yok. Şirketin çıkardığı her ürün bir şekilde markette dominant hale geliyor.

Apple’ın çıkaracağı VR-AR karışımı gözlükte ise ek sensörler olacak ve bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz gibi ellerimizi hareket ettirerek sürükleme, kaydırma, seçme gibi komutları verebiliyor olacağız.

Ayrıca, VR gözlük istendiğinde AR gözlüğe dönüşebilecek. Yani aynı gözlükle sanal ortamdan çıkarak, sanal nesneleri entegre edebildiğimiz reel dünyaya geçiş yapılabilecek.

Son olarak Pokemon-GO’nun yapımcısı ABD’li Niantic şirketi de Qualcomm işbirliğinde VR-AR gözlüğü piyasaya süreceğini açıkladı.

Tüm bu haberlerden kastetmek istediğim, Zuckerberg’in öngörüsü giderek ete kemiğe bürünerek telefonlar kadar yaygın kullanabileceğimiz bir VR-AR trendinin başlayabileceğini gösteriyor.

Yapay Zeka ile Göz Tarama

yapay zeka makine öğrenim modeli

Gelelim yazımızın başındaki göz tarama tabanlı kimliklendirmeye. Eğer bu tür bir trend yükselişe geçerse, telefonumuzdaki uygulamaların benzerleri gözlüklerimize gelecek. Bu noktada artık elimizle ‘Google ile giriş yap’ butonuna tıklamaktansa uygulama, doğrudan gözümüzü okuyarak otomatik giriş yapabilir.

Bu açıdan bakıldığında göz taramayla giriş yapmak artık pek de ütopik veya korkutucu değil. Tam tersine gayet makul ve mantıklı geliyor.

Hatırlayalım, çok değil daha birkaç sene öncesinde iPhone girişlerini parmak iziyle yapar hale geldik ve şu anda da yüz taramasıyla giriyoruz. Distopik çağrışımlar yapan bu özellikler nasıl ki hayatımızın normal bir parçası haline geldiyse göz tarama özelliği de hızlı bir şekilde normalleşebilir.

VR-AR gözlüklerin çağının yaklaştığına dair tüm bu sinyaller, aynı zamanda metaverse olgusunun da giderek hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geleceğini gösteriyor. Metaverse’den kastım sadece merkeziyetsiz olanlar değil.

Minecraft, Roblox, Fortnite da merkezi birer metaverse olarak nitelendirilebilir. O nedenle oyunların gerçek hayatla birleştiği, sanal itemlerin (ki bence hepsi NFT formunda olacak) fizikseller gibi değer gördüğü ve işlevsel hale geldiği bir döneme doğru koşar adım gidiyoruz.

Sırada GPT4 Var

yapay zeka robotu chatgpt

ChatGPT’nin 570 kat güçlendirilmiş versiyonu GPT4, bildiğimiz üzere faaliyete geçti. Yapay zekanın API üzerinden entegrasyonuyla çok çeşitli denemeler yapılıyor. Yeni versiyonun özellikle görselleri analiz edebilmesi ise hayranlık uyandırıcı.

VR-AR perspektifinden bu konuya baktığımızda Siri benzeri bir asistanın GPT4 altyapısını kullandığını varsayalım. Yapay zekanın gözlüğümüzden gördüğümüz görselleri analiz ederek ihtiyaçlarımıza cevap verebilmesi gayet mümkün.

GPT4’ün ‘system message’ adlı bir geliştirmeyle özelleştirilebilmesi de ileride mümkün hale gelecek. Böylelikle Siri benzeri asistanların konuşma ve cevap verme tarzları da arzu ettiğimiz şekilde düzenlenebilir.

Yapay zekaların kişiselleştirilmesinden bahsetmişken, yapay zeka ile birliktelik yaşamak da artık yeni bir olgu değil. Replika uygulamasının yapay zekası, kullanıcılarına ‘girlfriend/boyfriend’ deneyimi de sunuyordu.

Nude fotoğraflaşmaya kadar giden bu ilişkiler sonucunda Replika’nın yapay zekayı sadece arkadaş formunda kalacak şekilde sınırlandırması, bazı kullanıcıların intihar eğilimine kadar giden tepkilerine neden oldu.

Yapay Zeka için İşin Polisiye Tarafı

Yine yazının başındaki Orb göz tarama sistemine dönersek, Europol’ün metaverse ile ilgili hazırladığı raporunda bu tür sistemlere dair dile getirdiği önemli endişeler mevcut.

Öncelikle, bu sistemlerin kullanıcı verilerini nerede sakladıkları çok önemli. Aksi halde Facebook-Cambridge Analytics skandalındaki gibi dataların istenmeyen yerlerde dev şirketler tarafından kullanılması yine engellenemez.

VR gözlükler ve eklentiler üzerinden kullanıcıların kalp atışı, göz bebeklerinin büyüyüp küçülmesi, mimik hareketleri ve ses analizleri gibi biyometrik analizlerin yapılabileceği belirtiliyor.

Günümüzde sosyal medyalara kendi kendimize verdiğimiz çeşitli bilgiler dışında yüzümüzü, gözümüzü ve parmağımızı taratmaya alıştık. Ancak VR gözlükler, belirtilen biyometrik parametreleri sürekli olarak ve farklı senaryolara karşı analiz edebileceği için çok daha kapsamlı ve daha önce görülmemiş düzeyde bir veri havuzu sağlayabilirler.

Ayrıca, VR gözlüklerle global bir ağa entegre olacağımız için sanal ortamda işlenen suçların hangi ülke yasalarına göre değerlendirileceği de büyük bir problem olarak görülüyor. Sadece ülke yasaları değil, avatarlara karşı işlenen suçların doğrudan kişiye mi yapıldığı yoksa özlük haklarına mı yapıldığı gibi detaylarda da tartışmalar mevcut. Dolayısıyla VR-AR trendi komple yeni bir yasa altyapısını gerektiriyor.

Blockchain Benzeri Sistemler Avantaj Sağlayabilir

Her şey negatif değil. Europol, özellikle blockchain benzeri sistemlerin geriye dönük araştırmarlarda avantaj sağlayabileceğini, zaman aşımı gibi dezavantajlı durumların ortadan kalkabileceğine işaret ediyor. Kaynak ve insan gücü yetersiz olsa bile geriye dönük araştırmalarda, blockchain üzerindeki veriler silinmediği için kimlik tespiti yapılabilir.

Raporun en şaşırtıcı konusu, Europol’ün simülasyon oluşturma fikri olabilir. Olay mahallinin gelişmiş kameralarla taranması, bu verilerin metaverse üzerinde işlenerek birebir simülasyonun yaratılması sonucunda, ileride gözden kaçan detayların bulunabilmesi ve yıpranma payı olmadan istendiğinde olayın tekrar incelenebilmesi mümkün hale gelebilir deniyor.

Ayrıca, polis eğitimlerinde de yine VR-AR gözlüklerle çözüme kavuşmuş olay mahallinde pratik testler yapılabilir. Bu öngörü doğrultusunda, ileride sanal polislik mesleğinin de popüler hale gelmesi gayet muhtemel görünüyor.

Sonuçta, toplum olarak teknolojik gelişmeleri o kadar benimsedik ki çoğumuza bir George Orwell romanından alınmış gibi gelen tüm özellikler, birer birer hayatımıza gayet normal şekilde entegre oluyor.

Birkaç yıl sonra VR gözlüğünüzdeki asistanınızı kişiselleştirmemiş, asistanınızla arkadaş veya sevgili şeklinde bir ilişki başlatmamış, göz bebeğinizi taratmamış veya kendinize havalı bir avatar seçmemiş iseniz 20 yaşında bile olsanız ‘boomer’ ilan edilebilirsiniz.

Türkiye’deki en iyi kripto para platformları | Nisan 2024

Trusted

Sorumluluk Reddi

Sorumluluk Reddi: Trust Project yönergelerine uygun olarak bu web sayfasındaki eğitim içeriği, iyi niyetle ve yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmaktadır. BeInCrypto yüksek kalitede bilgi sağlamaya, derinlemesine araştırma yapmaya ve okuyucular için bilgilendirici içerik oluşturmaya öncelik verir. Ortaklar, şirketi makalelerdeki yerleşimler için komisyonlarla ödüllendirebilir. Ancak bu komisyonlar tarafsız, dürüst ve yardımcı içerik oluşturma sürecini etkilemez. Bu bilgilere dayanarak okuyucu tarafından gerçekleştirilen herhangi bir işlemin riski kesinlikle okuyucunun kendisine aittir.

berkay_aybey-e1680592976968.png
Berkay Aybey
Bodrum-Muğla'da doğup büyüdü, Marmara Üniversitesi Ekonometri Bölümü mezunu. Yaklaşık 6 yıldır kripto paralarla ilgileniyor. Yazılı ve videolu içerik üretimine ek olarak danışmanlık hizmeti veriyor.
READ FULL BIO
Sponsor
Sponsor