Daha fazla görüntüle

Söyleşi | 37 Yaşından Sonra Sektör Değiştirmek ve Kripto Para Sektöründe Çalışmak

17 mins

Henüz sadece 10 yıllık bir geçmişe sahip olan kripto para sektörü, birçokları tarafından gelip geçici bir heves olarak nitelendirilmiş olsa da her geçen gün üzerine ekleyerek yoluna devam etmeyi başardı. Gün geçtikçe büyüyen sektörün; alanında uzman insanlara olan ihtiyacı da aynı oranda artmaya başladı. 

Peki kim, neden mevcut işini bırakıp kripto para sektörüne geçiş yapmalı? Kripto para sektöründe çalışmak nasıl bir şey? Ne tarz fırsatlar bulunuyor? Son 1,5 yılda Huobi Türkiye, Metaverse Games Studios ve DappRadar gibi uluslararası dev şirketlerde çalışmış Ayşegül Şamiloğlu ile tüm bu konular üzerine konuştuk.

Aslen podcast olarak kaydedilen bu söyleşinin orijinal versiyonunu buradan dinleyebilirsiniz. 

Tanışma 

İlk olarak biraz kendinden bahseder misin?

Tabii. Ayşegül Şamiloğlu ben. Öncelikle yaşımla başlayayım bence. Çünkü bu konu doğrudan onun üstüne kurulacak. 38 yaşındayım. Yaklaşık 15 yıldır pazarlama alanında çalışıyorum. Çok farklı sektörlerde çalıştım. Şu an en son olarak blockchain sektöründeyim. DappRadar’da iletişim yöneticisi olarak çalışıyorum.

Çok güzel. Peki kariyerinden bahsedebilir misin biraz? Daha önce farklı alanlarda pazarlamacı olarak çalıştığını ve sonra kripto para (blockchain) sektörüne geçtiğini biliyorum. Daha önce neler yapıyordun?

Evet aslında kariyerime 15 yıl önce bir startupta başladım ben. Bence benim için en büyük şans buydu. Iyi bir üniversitede okudum. Iyi bir bölümden mezun oldum. Hepimizin ideali çok önemli kurumsal şirketlerde bir rol edinebilmekken ben öyle bir iş bulamadım.

Sonra bir startupla yolum kesişti. Bildiğimiz startup, bir apartman dairesinde dört kişilik bir ekibe beşinci kişi olarak katıldım. Ama büyük bir şanstı. Çünkü A’dan Z’ye teknolojinin içine girip her şeyi öğrenme, deneyimleme fırsatı buldum. 

Ayşegül Şamiloğlu 

Orada ürün yöneticiliği yaptım. Sonra sırasıyla yolum reklam ajansından, büyük bir beyaz eşya firmasından, online biletleme, perakende sektörlerinden geçti. Derken kripto sektörüne doğru, daha doğrusu blockchain sektörüne doğru evrilen bir kariyerim var. Dediğim gibi çok farklı sektörlerden geçtim. Ağırlıklı dijital pazarlama alanında çalıştım ama 360 derece pazarlamayı deneyimledim. Bu şekilde özetleyebilirim kariyer yolculuğumu.

37 Yaşında, Tatilde Alınan Bir Karar

Biraz daha güncele gelirsek, Huobi Global’de birlikte çalışmıştık. Oraya başlamadan önce sanırım herhangi bir kripto deneyimin yok. Ondan hemen önce en son ne iş yapıyordun?

En son perakende sektöründe, pazarlama direktörü olarak çalışıyordum. Sektöre geçiş ise bir tatil sırasında verdiğim bir karardı aslında. Fark ettim ki ben pazarlamayı seviyorum. Fakat çalışma şeklimi, bulunduğum sektörleri, geçtiğim sektörleri çok da sevmiyorum. Beni mutsuz eden bir şey var işimde. Hani hep bir mutsuzluk hali, hep bir söylenme hali var ama bir aksiyon yok. 

O tatil benim dönüm noktam oldu. Orada düşünme fırsatı buldum. Fark ettim ki sevdiğim, hayatta ilgilendiğim bir şey var. Öyleyse kariyerimi o tarafa yönlendirebilirim. Yapmayı sevdiğim işi orada yapmaya devam edebilirim.

Ayşegül’ün blockchain sektörüne geçme kararı aldığı tatil
Ayşegül’ün blockchain sektörüne geçme kararı aldığı tatil

Neden olmasın, en azından şansımı deneyebilirim diye düşündüm. O tatil dönüşü istifamı verdim. Fakat blockchain alanında gelişmeye hala ihtiyacım vardı. Bu çok açık ve netti. Dolayısıyla bu zamanı yaratıp kendimi geliştirmeye, eğitmeye adarsam, sonra da şanslı olursam bu alanda kariyerimi devam ettiririm diye düşündüm. 

“Memur çocuğuyum, hep garanticiydim”

Bunu da yaptım. Hayatımda ilk defa -ki bir memur çocuğuyum, hep garantici yaşadım- böyle bir risk aldım. Sonra işte o eğitim sürecinden geçtim. Çok şanslıydım ki uzun sürmedi. Hatta benim planladığımdan çok daha kısa bir sürede bir baktım Huobi pazarlama takımına dahil olmuşum. Sektöre de böylece, bir kripto para borsasında adım atmış oldum. Aslında blockchain teknolojisinin aksine, oldukça merkeziyetçi bir yapıya giriş yapmış oldum. 

Yine de birçok şeyi görüp deneyimleme şansım olduğu için benim için büyük bir şans oldu. O şansı kaçırmayıp kabul teklifi kabul ettikten sonra da kendimi geliştirmeye devam ettim, ediyorum. Bu bahsettiğimiz tarihler çok da uzun bir süre öncesi değil aslında.

Bence sayı verelim de tam anlaşılsın. Sanırım 2 yıl olmadı henüz?

Yok olmadı. Aslında bu yola koyulmamı baz alırsak, 2 yıla yaklaştı ama profesyonel olarak bir pozisyon ile sektöre girişim aslında bakarsan sadece 1 yıl önce.

Riskler: İşsizlik, Z Nesli ve Standartları Oturmamış Bir Sektör

Çok güzel! Bu 1 yılda -birazdan bahsedeceğimiz- birçok farklı şey yaşadın. Tatil aşamasında da çok düşündüğünü söyledin. O aldığını düşündüğün riskler tam olarak neydi? İşsiz kalma korkusundan ziyade. Böyle sektör değiştirirken ne tarz bir risk aldığını düşünüyordun?

“İşsizlikten ziyade” kısmı aslında çok ziyade değil. Bugün herkesin kaygısı bu. Tüm dünyanın, ülkemizin de daha şiddetli şekilde içinde bulunduğu ekonomik düzende işsizlik en büyük kaygı. Ben de birçok kişi gibi hep garanticiydim. Hep “bir düzenli işim olsun” şeklinde büyütüldüm, yetiştirildim. “Bir maaşın olsun, düzenli bir gelirin olsun.”

Ne kadar süre çalışmadan kalacağım konusu büyük belirsizlik yaratıyordu. Bir diğer belirsizlik de sektörü az çok biliyorum. Çok yeni bir sektör. Standartları oluşmamış bir sektör. Dolayısıyla bunun da bir riski var. İçine de girince tam olarak neyle karşılaşacağınızı bilmediğiniz için bunların hepsi bir risk. Ama ne oldu, heyecan bir tarafta, risk diğer bir tarafta. Benim terazimde heyecan kesem daha ağır bastı. Dolayısıyla dedim ki hayatımda bir kere böyle bir risk alacağım, sonuçlarına da katlanacağım. İyi ki de yapmışım.

Peki genel olarak bu risklerin hangisi nasıl sonuç buldu? Çok kısa sürede, olumlu sonuçlar gelmiş gibi hissediyorum. 

Evet uzun sürmedi, dediğim gibi o kadar kısa oldu ki ben de şaşırdım. Aslında orada kendi şansımı biraz da kendim yarattım. Şimdi adımlar atıyorsunuz, riskler alıyorsunuz ama oturup şansın ayağınıza gelmesini bekleyemezsiniz.

Dolayısıyla bugüne kadarki bağlantılarımı (network) kullandım benimle daha önce iş yapmış, bu sektöre bulaşmış insanlara kendimi hatırlattım. Dolayısıyla boş da durmadım. O şansı biraz ben yarattım ama Huobi’de de böyle bir pozisyon oluştu. O da bir şanstı günün sonunda. Ben oraya görüşmeye davet edilmeyebilirdim.

Tabii ki de ilk gün geliyorsunuz başlıyorsunuz ve hiçbir şey bilmiyorsunuz. Yani bir fikriniz var ama bu sektörde sizi neler beklediğini gerçekten içine girmeden bilmeniz mümkün değil. İnsanların sadece anlattıklarıyla bir fikriniz olabilir ama insanın tabii en önemli deneyimi duydukları değil yaşadıkları oluyor. Dolayısıyla bu aldığım risklerin çoğu olumlu sonuçlandı ama olumsuz yanlarını da yaşamadım değil, tabii ki de yaşadım.

Yaşamaya da devam edeceğim belki, sorun var mı? Yok.

Diğerleri ve Kripto Para Sektörü

Peki, orada da marketing yapıyorum burada da diyebilir miyiz? Bir ürün var ve o ürünü pazarlamak için yollar deniyoruz, aynı disiplin. Çok da fark yok demek mümkün mü? Yoksa kripto para sektörü farklı bir deneyim yarattı mı?

Marketing aslında aynı marketing. Marketing nasıl çalışır? Tabii ki de belli standartları, belli yolları, rotaları vardır ama siz hedef kitlenize göre, ürününüze göre kullandığınız metodları şekillendirmek zorundasınız. Ben defalarca sektör değiştirdim. Her sektör benim için yeniden, baştan bir öğrenim süreciydi. Beyaz eşyadan online biletmeye geçerken, oradan perakendeye geçerken, aslında hepsinde bildiğiniz, know-how sahibi olduğunuz araçları yeni baştan oraya göre nasıl uyarlayabileceğinizi düşünüyorsunuz ve çalışıyorsunuz.

“Kripto para sektörü bu noktada çok farklılaşıyor”

Kripto için de bu böyle, yani sıfırlanmıyor cebinizdekiler, bu mümkün değil. Pazarlamacıydınız, yine pazarlamacısınız. Ama sektörü öğrenmeniz gerekiyor, müşterinizin motivasyonunu, psikolojisini öğrenmeniz gerekiyor. İşte bu noktada kripto para sektörü çok farklılaşıyor, çünkü orada daha geniş bir tüketici veya müşteri kitlesi var. Çok farklı psikolojiler var, çok farklı motivasyonlar var. Bunları öğrenmek aslında orada önemli olan şey, fakat zaten ilginiz varsa, merakınız varsa, hatta kendiniz deneyimliyorsanız bunları öğrenmeniz oldukça hızlı oluyor.

Dediğim gibi ben de trading yapıyordum, ben de bir takım uygulamaları kullanıyordum, bunun içindeydim dolayısıyla oradaki motivasyonu, psikolojiyi çok net hissedebiliyordum ve bu beni en çok heyecanlandıran şeylerden biriydi. Dolayısıyla yani cebimdekilerle geldim, sadece onları burada nasıl kullanabilirim kısmını öğrendim. Daha önceki sektörlerde de benzer yollardan geçmiştim diyebilirim. O anlamda çok büyük bir fark, ben nasıl yaparım bunu diye düşünülecek bir şey aslında yok.

Yeni Bir Alan, Yeni İnsanlar, Yeni Toplantı Kültürü: Z Kuşağı Şaşırttı

Kripto para sektörünün henüz tam olgunlaşmamış, regüle edilmemiş, bazı standartları oturmamış bir sektör olduğundan bahsettin. Bu aslında biraz takımlara da yansıyor. Yöneticilere de yansıyor, takıma gelen insanlar da aslında yaş grubu olarak, deneyim grubu olarak değişebiliyor. Genel olarak önceki çalıştığın sektörlere göre kripto sektöründe karşılaştığın farklılıklar neydi? Toplantı kültürü değişmiş olabilir, ofis kültürü değişmiş olabilir…

Ben onu sevdim bu arada. Oraya da geleceğim. Gördüğüm ekip arkadaşları anlamında en büyük farklılık yaş ortalaması. Kripto para sektörünün çalışanları çok genç. Aslında ben de bu sektöre girene kadar Z kuşağından arkadaşlarımla çalıştım ama sayıca daha azdı. Yaş ortalaması genellikle benim de üstümde insanlarla çalıştım, burada en büyük farkı bu oluşturuyor bence. Niye diye soracak olursan evet standartları henüz oturmamış çünkü daha çok yeni bir sektör. Bu neyi getiriyor beraberinde? Az önce konuştuğumuz risk konusunu. Ben oraya gireceğim ama beni orada ne bekliyor? Bilmiyorum. Ben ve benden önceki nesil daha garanticiyiz.

Genel itibariyle özellikle Türkiye özelinde konuşacak olursam. Standartları belirlenmemiş, regüle edilmemiş, riskleri konuşulan dünyanın birçok yerinde yasaklansın mı yasaklanmasın mı diye tartışmaları dönen bir alanda bugüne kadar yaptığım kariyeri bırakıp, ya da cebimde taşıyıp böyle bir sektör değiştirmeyi göze alabilirim diyen kişi sayısı çok az. Onları ikna etmek de oldukça zor. 

Tutku varsa, riske hazırsınız

İşte burada devreye tutku giriyor. Gerçekten seviyorsanız, gerçekten özellikle bu teknolojiye karşı bir tutkunuz varsa bunları gözünüz görmüyor ama diğer türlü ikna etmek zor, dolayısıyla gençler bu riski almaya çok daha hazır, çünkü çok daha yeni giriyorlar ve kaybedecekleri çok fazla bir şey olduğunu düşünmüyorlar belki. Belki de kuşağın özelliği olarak çok daha açık ve ileri görüşlüler. 

Bir tarafta da bu var. Ben ve benden önceki nesillerle kıyaslandığında. Nereden geldim buraya şimdi onu düşünüyorum. Fark bu oldu dediğim gibi. Daha çok genç jenerasyon ile çalıştım evet şirket kültürü, kurumsal değil şirketlerin çoğu şu anda. Kurumsallaşmaya çalışanlar var çalışmayanlar var. Ya da kurumsallaştıklarını düşünüp kurumsallaşmamış olanlar var ama bu çok normal. Geçmişleri ne ki, ne kadar ki?

Bir çoğu da genç yöneticiler tarafından yönetiliyor. Bunların hepsi zamanla oturacak, oturmak zorunda. Başka türlü devamlılığı gelemez ama ben zannetmiyorum ki eski dünya düzenindeki kurumsallıkla aynı şekilde otursun. Bence o şekilde olmasına da gerek yok çünkü orada başka handikaplar var, başka zorluklar var. Bu sistem onu da kaldıramaz. O şekilde bir kurumsallığı da kaldıramaz.

“Ofise dönmek istemiyorum”

Hoşuma giden ne oldu benim? Bir kere ben fark ettim ki remote çalışma insanıyım, ben ofise dönmeyi tekrar çok da istemem açıkçası. Belki hibrit, onu bile zannetmiyorum. O benim tamamen bireysel çalışma şeklimle alakalı. Bu şekilde daha rahat, verimli çalışabiliyorum. Evet toplantı kültürleri farklı çünkü online çalışıyorsunuz. Herkes birbirinden uzakta. Huobi’de çalışırken ekip, yani birebir günlük doğrudan çalıştığım ekip, Türklerden oluşuyordu. O daha farklı bir iletişim. Sonrasında çalıştığım yerlerde Türk sayısı az, genelde uluslararası bir ekiple çalışıyorsunuz. Zaman farkları oluşuyor. Dil bir bariyer. Ne kadar bilirseniz bilin ana diliniz olmadıktan sonra orda bir bariyer var.

Bunların hepsi bir zorluk. Bunların hepsi işe de yansıyor haliyle.

Ayşegül’ün hem çalışıp hem de oğluyla tatil yaptığı kıştan bir kare.

Ofiste çalışırken kurduğunuz çok samimi, yakın arkadaşlıkları burada kurmanız daha fazla zaman alabiliyor. İmkansız mı? Değil. Kurdum yani, bu kadar kısa sürede bile benim çok tatlı arkadaşlarım oldu. Online da olsa sık görüştüğüm fiziksel olarak görüşebiliyorsam görüştüğüm arkadaşlarım oldu. Dolayısıyla büyük farklar var evet ama benim tek eksi olarak söyleyebileceğim şey bu standartların oluşmamasının getirdiği stabil bir yapı olmaması, her zaman oynayan organizasyon, çok hızlı değişebiliyor, iş yapış şekli çok hızlı değişebiliyor.

Bunlar tam bir şeye adapte oldum, düzenimi kurdum gidiyorum derken yeniden yeni bir düzene adapte olmanızı gerektiriyor ama bunlar muhakkak değişecek, muhakkak bir düzene oturacak. 

Önümüzdeki 1-2 yıl içinde mi? Hayır ama zaten oturtamayan şirketlerin devamlılığı zor olacak. İnsan kaynağı bulmakta zorlanacaklar diye düşünüyorum.

Kripto Para Sektörü: Zorluklar

Peki bu konu beni çok zorladı dediğin bir şey var mı kripto para sektörü özelinde?

Yani beni zorlayan konu daha çok aslında kültürel farklılıklar oldu. Global ekiplerle çalışırken birebirde özellikle. Daha önce de çalıştım ama bu kadar yakın değildi ve bu kadar hızlı değişen bir düzende çok hızlı olunması gereken, çok hızlı karar verilmesi gereken bir düzende de çalışmadım. Dolayısıyla bir anlaşmazlık olduğunda çözmek için zamanınız oluyordu, şimdi bu hız içerisinde o anlaşmazlıkları çözmek, aynı dili konuşabilir noktaya gelmek kültürel farklılıklardan kaynaklanan o bakış açısı farklılıklarını anlamlandırabilmek zorluyor, fakat bu kısmı çözdüğünüzde çok keyifli bir hâl alıyor. Beni zorlayan yegane nokta o oldu açıkçası.

Anladım, peki. Şaşırtan bir şey oldu mu ? Mesela hem insan hareketliliği hem de genel olarak hiyerarşinin biraz daha az olması beni daha çok şaşırtmıştı. Global ekiplere dahil olmanın çok daha fazla kolaylaştığını da söyleyebiliriz. Çünkü geleneksel yöntemlerde, geleneksel sistemlerde, sigorta-yan haklar gibi global ekip kurmayı zorlaştıran farklılıklar var ama sanki kripto para sektörü bunları hiç umursamıyor gibi.

Yani bunlar beni şaşırtmadı, çünkü benim beklediğim şeylerdi. Dediğim gibi bunlar tamamen sektörün yeni olmasından ve yöneticiler dahil çalışanların çok genç olmasından kaynaklanıyor. Ben bunu tahmin ederek geldiğim için çok şaşırmadım.

“Z kuşağı iş beğenmiyor, çalıştıramıyorsun, başına buyruklar vesaire…”

Beni şaşırtan bambaşka bir şey oldu. Z kuşağına çok şaşırdım. Hepimizin ön yargıları var. Benim neslimin ve önceki jenerasyonun hep söylediği şey neydi: Z kuşağı iş beğenmiyor, çalıştıramıyorsun, başına buyruklar vesaire… Şimdi burada tam tersi bir tabloyla karşılaştım açıkçası. 

Ben gerçekten burada arı gibi çalışan, sürekli fikirler getiren, inisiyatif alan, bir iş rica ettiğinde ikinci kez söylemene gerek olmayan ve sürekli kendinden katmaya, işi büyütmeye çalışan bir nesil gördüm. Tanımlananın tam tersi. Sonra durup düşündüm hakikaten, çünkü beni çok şaşırtmıştı. Üzerine kafa yorma gereği hissettim. Niye böyle? Şunu fark ettim. Yine başa dönüyorum: tutku. 

Bu insanların çoğunun bu sektöre, bu teknolojiye, burada geliştirilen projelere karşı bir tutkusu var bir merakı, bir ilgisi var. Bir kere ilgi alanında bir iş buluyor, bu bir. İki, daha özgür çalışabiliyor aslında. 

Yani evet esnek saatler diyebiliriz belki ama bilgisayarını alıp deniz kenarında da çalışabilirsin. Kimse bunun için herhangi bir şey demez. Daha özgür bir çalışma alanı var. Ağırlıkla kendi yaş grubunla, ya da en azından kendi yaş grubunu anlayan insanlarla, kendi dilini anlayan insanlarla çalışma şansı var ve bir yandan da emeğinin karşılığını maddi olarak da birçok geleneksel/ kurumsal firmaya göre daha iyi düzeyde alabilme durumu var. Yani Türkiye’de herhangi bir sektörde çalışmaya kıyasla böyle bir sonuç çıkıyor. 

“Z Kuşağı ile İlgili şaşırdım ve utandım”

Şimdi bu, bunların hepsi ortam oluşturulduğunda o kuşağa hiç söylendiği gibi olmuyor, hatta kendi kuşağıma kıyasla ben çok daha verimli, çok daha yaratıcı bir çalışma ortamı gördüm, şaşırdım ve utandım. Daha önceki ön yargılarımdan ve düşüncelerimden utandım. Dolayısıyla; buydu benim gözüme en çok çarpan ve hâlâ bugün de her fırsatta dile getirdiğim konu.

Kripto Para Sektörü: Kolaylıklar

Kripto para sektöründe kolaylığından dolayı şaşkın kaldığın bir konu oldu mu? Mesela benim için çalışma saatlerinin esnekliği ve maaşların yüksekliği çok şaşırtmıştı ama ben tecrübesiz biri olarak cevaplıyorum. Senin gözünden nasıl bilmiyorum. Onu öğrenmek isterim.

Ben çok daha büyük bir challenge bekliyordum, çalışma ortamında – çalışma arkadaşlarımla. Öyle olmadı. Benim adaptasyonum çok kolay oldu. Çalıştığım her yerde böyle oldu bu arada. Sadece Huobi Global’e özgü bir durum da değildi, benim işe bir an önce dahil olabilmem, benim bir an önce aidiyet hissedebilmem için aslında herkes seferber oldu istisnasız. Aynı şeyi çalıştığım diğer şirketlerde de yaşadım ve şu an hala onboarding sürecinde olduğum için yaşıyorum. 

“Çoğunluğun gözü aynı yerde.”

Bu beni şaşırttı çünkü o kurumsal şirketlerde o konu o kadar kolay olmuyor. Bazen kabullenilmek daha zor oluyor. Orada daha farklı bir yarış vardı insanlar arasında. Belirli pozisyonlar var, belirttiğin gibi belirli bir hiyerarşi var. Çoğunluğun gözü aynı yerde. Oraya tırmanmak zorunda olmaktan doğan bir yarış hali var. İstemsizce. Bireysel bir şey değil bu ama o kültürün yarattığı bir şey.

Burada o yok. Yani ben öyle bir şey hissetmedim en azından dolayısıyla bu bir kolaylık, rahatlık getiriyor. Yani evet bir hiyerarşi var tabii ki, yöneticiler var, herkesin bağlı olduğu birileri var, ama ne o hiyerarşiyi hissediyorsun ne de öyle bir yarış hissediyorsun. Bu da daha hızlı adapte olmana, daha keyifli çalışmana sebep oluyor. 

Görsel: Gelecek Burada (Berkay Çakır Sarıdoğan)

“İnsan kaynağı çekebilmek zor”

Yüksek maaşlar. Evet onun getirdiği bir kolaylık var, fakat bu arada yüksek maaşların tek sebebi vergisizlik/sigortasızlık, değil bu sektöre insan kaynağı çekebilmek çok zor. Bunu konuşmuştuk bir süre önce, çünkü bir risk alıyor insanlar bu sektöre geçerken. Deneyimli insanlardan bahsediyorum özellikle. 

Hani o deneyimini konforunu bırak buraya gel demenin bir karşılığı olması gerekiyor, çünkü alınan riskler var ve bu sektörde çalışan insan kaynakları yöneticileri de bu risklerin farkında. Dolayısıyla o paketleri, o maaşları teklif etmek zorunda kalıyorlar. Eğer özel bir tutkusu yoksa, insanlar bu tarz maddi ve yan haklara ikna olabiliyor. 

Ama bu durumun da sektöre getirdiği başka riskler var. Kriz anında masrafları kısma ihtiyacı… Bu sektör bu krizleri yaşamaya oldukça gebe. Çok fazla açıldığınızda, çok fazla insan istihdam ettiğinizde ve hepsine çok yüksek maaşlar verdiğinizde sektör sallantıya girdiği anda kesmek zorunda kalıyorsunuz. Ee bu masrafları kesmek ne anlama geliyor? Ofis masrafı yok, işte hani yan hak masrafı yok, neyi keseceksiniz ? İnsan kaynağını keseceksiniz. Bu yaşanıyor şu anda da sektörde. Birçok büyük şirket, çok hızlı büyüyen şirketler, aynı hızla işten çıkarma yapıyorlar maalesef. Dolayısıyla kolaylık olarak görebileceğimiz bu şeyin de başka bir riski var beraberinde pek tabii.

Uzaktan Çalışma X Ofis Dedikoduları X Ofis Aşkları

Fizikselliğin de kattığı bazı özellikler var. Sürekli birlikte olunca gruplaşma olabiliyor, hiyerarşik düzen sürekli çalışanın gözünün önünde oluyor. Yöneticiler farklı arabalarla geliyor, daha farklı şeyler yiyip içiyorlar, bu gerçekle sürekli besleniyorsun. Bir yerden sonra sanki daha korumacı hale geliyorsun. Bunu kripto para sektörü özelinde çok göremiyorum. Şu an yöneticilerim nerde ne yapıyor, nasıl şartlarda çalışıyor bilemiyorum.  O yüzden buna karşı da olumlu veya olumsuz özel bir tutumum gelişmiyor.

Ya evet aslında bu söylediğinde haklı olabilirsin. Burada iş daha çok psikoloji alanına giriyor sanki, oradan bakmak lazım, hiç uzmanlık alanım değil. Ama durup düşününce de hiç mantıksız gelmiyor. İnsanların fiziksel olarak birbirine yakın olduğu ortamlarda tabii farklı ilişkiler, sevgi, aşk, nefret bunların hepsi daha yoğun olarak hissedilip gelişebilen duygular olabiliyor.

Ekran arkasında haftada 1-2 kez gördüğün, onun dışında yazıştığın insanlarla tabii biraz daha sınırların oluyor. Sadece yüzünü biliyorsun, sesini biliyorsun, nasıl iş yaptığını biliyorsun, arada belki birkaç hayata dair sohbetin oluyor ama onun dışında dediğin gibi o kişinin hayatına dair pek de fikrin olmuyor. Doğru, katılıyorum. Ama bu üstüne daha da kafa yorulacak bir konu bence. 

Ayşegül’ün çalışma ortamı

Takım Arkadaşları ve ‘Memur’ Çalışma Tarzı

Hazır bu konuya gelmişken aslında kripto para sektöründeki takım arkadaşlarınla önceki takım arkadaşların arasında bir karşılaştırma yapabilir misin? İşte kafanda bir Hasan var, önceden bir Hüseyin vardı. Karşılaştırdığın, aynı klasmanda gördüğün veya aynı rolde gördüğün insanlar orada nasıldı, burada nasıl?

Aslında insan her yerde insan. 

Burada daha fazla öğrendiğimi hissediyorum. Ben sizden çok şey öğreniyorum. Bir kere gençleştim ya ben. Yani çok ciddi gençleştiğimi hissediyorum. Arada iş arkadaşlarımla yaptığım geyiklerde, konuştuğum konularda vesaire bana ayrı bir dinamizm getirdi. Ama bu gençlik dolayısıyla bu heyecan ekranın arkasından bile hissediliyor. En büyük fark bu, çünkü diğer işlerde yoktu veya çok daha azdı. O topluluğun içerisinde o gençlik aslında kayboluyordu. Onu yaşayamıyordunuz, hissedemiyordunuz. Hiyerarşiden dolayı çok dokunamıyordunuz ama burada öyle değil. Bence en büyük fark bu. İş arkadaşlarım açısından yaş dolayısıyla dinamizm.

“Devlet Dairesi Gibidir”

Belki yaşla alakası vardır ama regülasyondan, garanti altında hissetmekten o sigortalı olmaktan da olabilir. Bence o biraz daha tembelliği besleyen bir sistem gibi. Bence kriptodaki temel farklardan birisi bu olabilir. Garanti altında değiliz. Her an farklı bir şirkete geçme ihtimalimiz olabilir veya işsiz kalma ihtimalimiz olabilir.

Bu da güzel bir konu. Aynen.

Bunu birazcık dengelemek gerekebilir. Çok fazla korku da bence verimsizlik yaratıyor. Ama biraz zihinde yer edecek kadar kadar korku güzeldir denebilir.

Katılıyorum. Bir tabir vardır, özel şirketlerin bazıları için kullanılır. “Devlet dairesi gibidir” denir. Hiçbir şey yapmasan kovulmazsın, orada durursun istersen emekli olana kadar. Bazı özel şirketler böyle görünür, böyle bilinir. Dolayısıyla içinde o heyecan, o üretme, yaratma tutkusu olmayan insanlar orada gittikçe sönüp daha verimsizleşmeye başlayabilirler. Burada dediğin çok doğru, kendini gösterme ihtiyacı var bu sektörde. Çünkü hareketlilik var, her an her şey olabilir, dolayısıyla yerimi sağlama almam lazım. Dediğin gibi, bu korku çok büyüdüğünde verimsizliğe götürüyor. Ne kadar çalışırsam çalışıyım beni çıkartıp çıkartmayacağı belli olmayan bir şirket için ben niye kolumu kaldırayım ki noktasına gelebilirsin. 

Şu an, bir gün dönüp “buralar dutluktu” diyeceğimiz bir sektördeyiz. Çünkü hala çok az şey var, hala üretiliyor, çalışılıyor, çabalanıyor ve çok yolun başı. Birçok şey deneniyor. Bir kısmı başarılı oluyor, birçoğu olamıyor. Dolayısıyla bunlara tanık oluyor olmak burada bir üretip, bir şeyler deneyip başarılı olabilme imkanının büyüklüğü insanı heyecanlandırır, çünkü diğer tarafta büyük bir organizasyonda küçük bir çarkın, küçük bir dişlisisin. 

Kripto Para Sektörü: İş Fırsatları & İş Gücü Açığı

Sektörde aşırı bir hareketlilikten bahsetmek mümkün. Sürekli headhunterlar (yetenek avcıları) iletişime geçiyor benimle, sürekli teklif geliyor. Sektörde açık var gibi görünüyor. En azından ben böyle yorumlayabilirim. Sen de belki kendi bakış açından, kripto para sektöründen önce sana ulaşan head hunterlar veya iş teklifleri ile şu anki son 1 yılda gelen iş tekliflerini karşılaştırarak bir yorumlayabilirsin.

Devasa bir fark var. Yani önceden evet geliyordu, ama ben daha çok iş başvurusu yapan taraftaydım öyle söyleyeyim. Çevrem için de bildiğim kadarıyla aynı durum geçerli. Burada tabii insan kaynağı bulmakta zorluk çekme durumu var.  Bir, tüm sektörlerde olduğu gibi önceliklerini sektör deneyimleri olan insanlara veriyorlar.

Her iş alanında böyledir. Otomotiv sektörüne de baksan, işte beyaz eşyaya da baksan perakendeye de baksan böyledir. Sıfırdan bir de sektörü öğrenme süreciyle uğraşılmasın diye bu tercih ediliyor.

Kripto para sektörünün, blockchain sektörünün geçmişi belli, dolayısıyla en fazla ne kadar deneyimli insan bulabilirsiniz bu da belli. Kişi sayısı az, dolayısıyla sürekli aynı insanlar çıkacak karşılarına. Yani sen Hasan olarak, senin uzmanlık alanında ve blockchainde deneyimi olan birisi olarak arama yapan yetenek avcılarının karşısına haliyle çıkacaksın. Bir de Türkiye’de yaşıyor olsun dediklerinde fazlaca daralıyor çember. Muhakkak seninle karşı karşıya gelecek. Benim için de aynı şey geçerli. Çok fazla geliyor, hemen her gün geliyor diyebilirim.

Bu güzel bir şey. Ben sektöre girerken de bunu biliyor ve bir fırsat olarak görüyordum, bir deneyimim var, pazarlama konusunda tecrübeliyim, bu sektörde bu deneyimi olan insan sayısı çok çok az. Hem Türkiye’de hem globalde. Dolayısıyla ilklerden biri olmak çok önemli. Çünkü, şimdiden deneyimli oldum bir yılda. Diğer sektörlerde bunu yaşayamazsınız. Bir yılda deneyimli gözüyle bakmazlar o sektörün özelinde, dolayısıyla bu bir fırsat. 

“Şu an kripto para sektörü hâlâ erken aşamada”

Bunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki bu alana ilgisi olan, fakat başka sektörde çalışma deneyimi olan insanlar varsa bence muhakkak değerlendirebilirler. Şu an hala böyle erken aşama bir durumda ve dolayısıyla iyi iş fırsatları yakalama şansı geliyor. Önemli firmalardan, bu sektörde ismi olan belirli bir süredir bu sektörde olan dolayısıyla görece riski daha az olan, işte çok hoş olmayan tabirle CV’de hoş duracak firmalardan teklifler geliyor. En azından görüşme teklifleri geliyor, sonrası zaten kişiye kalıyor.

Hala beni şaşırtan şeylerden biri de bu oldu. Bekliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Daha doğrusu, iş bulmam çok zor olmayacaktır herhalde diye düşünüyordum, çok fazla insan kaynağı olmadığı için. Ama bu kadar beklemiyordum. Birkaç soru önce sorduğun sorunun bir diğer cevabı olsun, bu kadarı beni şaşırttı. Kripto para sektörü özelinde en çok şaşırtan şeylerden biri oldu gerçekten.

Gençler İçin Blockchain Sektörü

Bu sektörün; gençler – kendini geliştirmeye açık insanlar için çok ciddi fırsatlar sunduğunda hemfikiriz gibi görünüyor. İngilizce ve Türkçe bilen, sektörü anlayan/tanıyan insan sayısı çok az. Bu sadece yazımcılar ya da pazarlamacılar için de geçerli değil. Sektörde insan kaynakları elemanı da, çevirmen de, asistan da aranıyor sürekli. 

Oraya gelmeden önce bence gençler için tutku meselesine değinmek lazım. (Gençlere tavsiye verecek yaşa geldiğime inanamıyorum…) 

Hep dedim ya tutku, insanın tutkusunu bulması gerekiyor bu hayatta. Yani resim çizmek, balık tutmak, veya web 3.0 alanında bir şeyler yapmak olabilir, hiç fark etmez. Ama bu tutku nasıl keşfediliyor? Merakla ve o merak sayesinde bir şekilde araştırıp, okuyup, dinleyip ancak böyle keşfedebilirsiniz, başka türlü keşfedemezsiniz kendinizi, yani durup insan kendi kendine düşünerek ben neyi seviyor olabilirim sorusunun cevabını bulması çok zor dolayısıyla bir müzisyen de müziğe yeteneği olduğunu bir şeyler deneyerek keşfeder ressam aynı şekilde bir şeyler çizerek keşfeder bu da aynı şey. 

Bu konuya dair birçok ücretsiz eğitim var, video var, makale var, yazı var ve bunların hepsi ile çok rahat bir donanım, bir altyapı elde edilebilir. Ben de öyle yaptım, bu işin Üniversitesi vesaire öyle şeylerden geçmişliğiim yok, ben gazetecilik mezunuyum, dediğim gibi deneyimim de yoktu zaten ama işte her şey bir merakla başlıyor ve ondan sonra okumayla, izlemeyle, araştırmayla devam ediyor.

40 Yaşında Sektör Değiştirmek ve 25 Yaşında Kariyer Değiştirmek

Son olarak, sence 25 yaşında mı sektör/ kariyer değişimi daha korkutucu/riskli yoksa 40 yaşında mı? 

40 yaşında normal koşullarda böyle bir değişim tabii ki daha risklidir, çünkü genel itibariyle bu yaşa geldiğinizde iyisiyle kötüsüyle bir düzen oturtmuş olursunuz. Belki evlisinizdir, belki üstüne bir çocuğunuz vardır, dolayısıyla farklı sorumluluklarınız, farklı yükümlülükleriniz vardır. Geçindirmeniz gereken bir aile olabilir, olmak zorunda da değil ama işte şansınız yaver gittiyse, biraz başarılı olduysanız, yılda birkaç kere yurtdışı seyahatiniz vardır, yani yediğiniz, içtiğiniz, giydiğiniz, gezdiğiniz, vesaire bir sistem kurmuşsunuzdur. Aldığınız risk bunların hepsini kaybetmenizle de sonuçlanabilir. Tabii, herhangi bir iş değişikliğinde de bu risk aynen geçerli. Haliyle 40 yaşında bunun kararını vermek daha zor oluyor, çünkü kalıplarınız yerleşmiş oluyor beyninize. Kendimde en şaşırdığım şey buydu. Yani ben asla böyle bir karar veremeyeceğimi düşünürdüm. Benden çok uzaktı, çevremde insanlar bu tür riskler almaya kalktığında da ben onlara hep “emin misin bak burada güvendesin” öğüdünü veren insandım. 

“25 yaşında zaten risk almak normal bir şey olmalı”

25 yaşındaysanız hayatınızı yüksek ihtimalle henüz zaten daha şekillendirme aşamasındasınız, henüz arayıştasınız, yani ne isteyebileceğinizi neyin sizi mutlu edeceğini bulmaya çalışıyorsunuz, sırf iş için değil. Eş, yaşadığınız yer gibi birçok şey değişecek. 25 yaşında neyseniz muhtemelen 40 yaşında tam olarak yine o olmayacaksınız, bazı şeyler kalır ama birçok şey değişecektir. Dolayısıyla, buna risk denemez, bence zaten yapılması gereken bir şey o yaşlarda. Kendinizi keşfetmenizi daha erken yaşta yapabilmenizi sağlar, o mutluluğu yakalamanıza önayak olur. 

Geç olsun güç olmasın ama bence birtakım riskler erken yaşta alınabilmeli, alınmalı diye düşünüyorum. Keşke ben de yapsaydım diyorum yani sektör değiştirdim ama onlar çok büyük riskler değildi, daha küçük riskler taşıyordu kendi içinde.

Türkiye’deki en iyi kripto para platformları | Mart 2024

Trusted

Sorumluluk Reddi

Sorumluluk Reddi: Trust Project yönergelerine uygun olarak BeInCrypto, haberlerde tarafsız ve şeffaf raporları garanti eder. Bu haber makalesi doğru ve güncel bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Ancak okuyucuların bu içeriğe dayalı herhangi bir karar vermeden önce tüm bilgileri bağımsız olarak doğrulamaları ve bir profesyonele danışmaları tavsiye edilir.

hasan-huseyin-kesen-beincrypto-e1652793467526.jpeg
Hasan Hüseyin Kesen
Dijital pazarlama ve içerik yazarlığı gibi alanlarda da tecrübesi bulunan Hasan yaklaşık 5 yıldır teknoloji gazeteciliği yapıyor. Aynı zamanda gelecekburada.net'in de kurucusu olan isim, BeInCrypto Türkiye Genel Yayın Yönetmeni olarak görevine devam ediyor.
READ FULL BIO
Sponsor
Sponsor