Bitcoin ve sonrasında çıkan kripto paraların çoğu yalnızca eşten eşe para transferine yönelik hizmet veriyordu. Ethereum, kripto paraları eşten eşe transfer sınırından çıkarıp merkeziyetsiz uygulama dönemini başlattı. Merkeziyetsiz uygulamalar kripto para alanına olan ilgiyi ciddi oranda arttırdı. Fakat sürekli gelişen Merkeziyetsiz uygulamalara karşın, Ethereum’un yüksek transfer ücretleri çoğu kullanıcıyı yeni akıllı sözleşme platformları bulmaya itti. Ethereum Merkeziyetsiz ve Güvenliydi fakat ucuz değildi.
İşte burada yeni birinci katman projeleri geliştirildi: BSC, Avalanche, Cosmos, Polkadot, Near, Fantom gibi yeni akıllı sözleşme platformları son kullanıcıyla buluştu. Bu projelerin tamamı çeşitli alanlarda çözümler üretse de hepsi bir yerde blockchainin sınırlarına takıldı. Bu sınırları blokzincirdeki Trilemma olarak anlatabiliriz: Bir zincir (örn. BSC) eğer ucuz ve güvenliyse, merkezidir. Eğer bir zincir (örn. ETH) merkeziyetsiz ve güvenliyse pahalıdır. Peki bu sorunu nasıl aşacağız?
Yukarıda örnek verdiğim platformların çoğunun monolitik yani tek parça şeklinde çalışan zinciri bir yerde tıkanıyor veya çok pahalı oluyor ya da geçici olarak durabiliyor. İşte monolitik zincirlerdeki bu sorunu nasıl aşabiliriz? Modüler yapılar ile…
Peki platformlar modülerliği nasıl sağlıyor?
Ethereum, Rolluplar: Rollup dediğimiz şeyin çalışma mantığı çok basit aslında. Bizler tüm işlemleri Ethereum üzerinde yapınca bloklar çok hızlı doluyor ve işlemler çok pahalı hale geliyor. Bizler de bu işlemleri Ethereum dışında yapıyor ve işlemleri minik kanıtlar haline getirip Ethereum’da onaylatıyoruz. Bu sayede merkeziyetsizlikten ödün vermiyoruz ve sistemi ucuzlatmış oluyoruz. Bunun üstüne çalışan projelerden bazıları: Optimism, Zksync, Arbitrum, Starkware.
Polkadot, Parachainler ile: Parachainler ise polkadot ekosisteminin ayrılmaz bir parçası. Her bir parachain, ana zincir yani Relay Chain ile güvenliğini paylaşıyor ve kendilerine ait zincirler çalıştırıyor. Peki bu ne demek? Her bir parachain kendine ait sanal makine çalıştırabilir (Gear projesi WASM çalıştırıyorken moonbeam evm çalıştırıyor), farklı ürünler sunabilir (Manta projesi gizlilik odaklı bir parachain), ileride belki aplikasyon spesifik parachainler bile görebileceğiz. Bu yapısı onları blokzincirin geleceğinde kesinlikle iyi bir noktada konumlandıracaktır. Bu alanda çalışan bazı projeler: Acala, Astar, MoonBeam, Kusama, Gear.
Cosmos, Zone’lar ile: Cosmos ise Ethereum ve Polkadot’tan farklı olarak shared security sunmuyor. Cosmos ekosisteminde çalışan her bir Zone yani kendi zincirini çalıştıran platform, kendi güvenliğinden sorumlu. Yani kendi validatörleri var, kendi sanal makinalarını çalıştırıyorlar ve dinamik bir şekilde hizmet verebiliyorlar. Peki ben merkeziyetsiz bir uygulama olarak hizmet vereceksem neden Cosmos’u tercih etmeliyim?
Cosmos’ta İBC (Inter Blockchain Communication) denen bir iletişim standardı bulunuyor. Bu iletişim standardı blockchaindeki en güvenli köprüler olarak görülüyor çoğu araştırmacı tarafından. Bu iletişim protokolü sayesinde çok daha güvenli bir şekilde ve dağıtık bir şekilde ekosistemi kurmak mümkün.
Ben şahsi olarak Cosmos’un modülerlik alanındaki çözümlerini rakiplerine göre daha mantıklı buluyorum. Bu alanda çalışan bazı projeler: Osmosis, Juno, Secret…
Ayrıca modülerliği Avalanche subnetler ile, Near Appchain ve shardlar ile sağlıyor.
Hangisinin en öne çıkacağını söyleyemeyiz ama multichain bir gelecekte hepsinin de önemli bir konumda olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sorumluluk Reddi
Sorumluluk Reddi: Trust Project yönergelerine uygun olarak BeInCrypto, haberlerde tarafsız ve şeffaf raporları garanti eder. Bu haber makalesi doğru ve güncel bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Ancak okuyucuların bu içeriğe dayalı herhangi bir karar vermeden önce tüm bilgileri bağımsız olarak doğrulamaları ve bir profesyonele danışmaları tavsiye edilir.