Merkez Bankaları Altın Biriktiriyor: Sırada Bitcoin mi Var?

Merkez bankaları Ekim 2025’te net 53 ton altın satın aldı, bu, aylık bazda %36’lık bir artışla yılın en yüksek seviyesi oldu.

Bu agresif altın birikimi, makroekonomik belirsizlikler konusundaki artan endişeleri ve geleneksel dolar bazlı varlıklardan uzaklaşma stratejik değişimini yansıtıyor.

Rekor Altın Alımları: Stratejik Değişim İşareti

World Gold Council verilerine göre, merkez bankaları sadece ekim ayında net 53 ton altın satın aldı—bu yılın en yüksek aylık talebi—ve liderliği Polonya, Brezilya ve gelişen piyasa ekonomileri üstlendi.

Merkez bankaları Ekim ayına kadar toplam 254 ton altın satın aldı ve 2025, bu yüzyılda altın birikimi açısından en yüksek dördüncü yıl oldu. Bu eğilim, ekonomik istikrarla ilgili endişeleri ve para birimi çeşitlendirmesini vurguluyor.

Polonya Merkez Bankası başı çekti ve Ekim ayında 16 ton altın satın aldı. Bu, Polonya’nın rezervlerini 531 tonluk rekor seviyeye çıkardı, yani toplam döviz rezervlerinin yaklaşık %26’sını oluşturuyor. Brezilya da 16 ton satın aldı, Özbekistan 9 ton, Endonezya ise 4 ton ekledi. Türkiye, Çek Cumhuriyeti ve Kırgız Cumhuriyeti rezervlerini 2 ila 3 ton arasında artırdı. Bu sırada Gana, Çin, Kazakistan ve Filipinler rezervlerini artırırken, Rusya rezervlerini 3 ton azaltarak 2.327 tona çekti.

Ankete katılan merkez bankalarının %95’i rezervlerin gelecek yıl artmasını bekliyor. Sırbistan, altın rezervlerini 2030 yılına kadar 100 tona neredeyse iki katına çıkarmayı planlarken, Madagaskar ve Güney Kore benzer genişlemeleri düşünüyor. Yüksek altın fiyatlarına rağmen sürdürülen talep, belirsiz dönemlerde altının stratejik önemini vurguluyor.

Amerika Birleşik Devletleri Bitcoin’i Ulusal Rezerv Varlığı Olarak Belirledi

Eğilim artık dijital varlıklara da yansıyor. Egemen kurumlar rezervlerini çeşitlendirirken, Bitcoin altına potansiyel bir tamamlayıcı olarak daha fazla konuşulmaya başlandı.

Amerika Birleşik Devletleri’nde, Senatör Cynthia Lummis, Stratejik Bitcoin Rezervi için fonlamanın “her an başlayabileceğini” belirtti ve Başkan Trump’ın Bitcoin’i ulusal rezerv varlığı olarak belirleyen yürütme emrine atıfta bulundu. Hazine şu anda, el konulan varlıklar kullanılarak bütçe nötr bir çerçevede yaklaşık 200.000 BTC—yaklaşık 17 milyar dolar değerinde—yönetiyor.

Temsilciler Meclisi’nin 2026 yılı bütçe tahsisat yasası, hazineye nezaret, standartlar ve yaptırım uygulamaları için yapay zeka ile ilgili 90 günlük bir çalışma yapılmasını zorunlu kılıyor. Ayrıca bir merkez bankası dijital para birimine fon sağlanmasını yasaklıyor. El konulan varlıkların ötesine geçen Bitcoin alımları için başka bir zorunluluk yok, bu da gelecekteki rezerv büyümesini tartışmaya açık bırakıyor.

VanEck’in ekonomik modellemeleri, 2029’a kadar bir milyon Bitcoin satın almanın 2049 yılına kadar ABD ulusal borcunun%18’ini dengeleyebileceğini öngörüyor. CoinShares analistleri rezerve teknolojik liderliği güçlendirebileceğini ve enflasyona karşı koruma sunabileceğini öne sürüyor. Ancak, Chainalysis ekonomistleri, birçok ülkenin aynı anda birikime gitmesinin piyasa istikrarını etkileyebileceği konusunda uyarıyor.

Devletler ve Milletler Bitcoin Rezervi Yarışında

Teksas çoktan harekete geçti. 20 Kasım’da, Teksas, hazine için Bitcoin satın alan ilk ABD eyaleti oldu ve fiyatların 87.000 dolara kısa süreliğine düştüğü sırada BlackRock’ın spot Bitcoin ETF’si aracılığıyla 10 milyon dolarlık alım yaptı. Bu hamle, eyalet hükümetleri arasında Bitcoin’i stratejik bir varlık olarak değerlendirme isteğinin arttığını gösteriyor.

Bu ivme sadece Amerika ile sınırlı değil. Tayvan parlamentosu hükümeti Bitcoin varlıklarını denetlemeye ve kripto parayı stratejik rezervlerine eklemeyi düşünmeye çağırdı. Başbakan Cho Jung-tai, yıl sonuna kadar ayrıntılı bir rapor sunmayı taahhüt etti. Milletvekilleri, adanın toplam 602,94 milyar dolarlık döviz rezervlerinin %90’ından fazlasını oluşturan ABD doları varlıklarına aşırı bağımlılığı konusundaki endişelerini dile getirdiler.

Deutsche Bank analistleri, Bitcoin’in 2030’a kadar merkez bankası bilançolarında altınla birlikte ortaya çıkabileceğini ve enflasyona ve jeopolitik risklere karşı tamamlayıcı bir koruma sağlayabileceğini öngörüyor. Ülkeler hem geleneksel hem de dijital güvenli varlıkları elde etmeye yarışırken, küresel rezerv yapısı tarihi bir dönüşümün eşiğinde olabilir.