Kuantum bilgisayarlar yakın vadede Bitcoin için bir tehdit oluşturmuyor, diye belirtiyor geliştirici ve kripto para saklama şirketi Casa’nın kurucu ortağı Jameson Lopp.
Son dönemde, kuantum bilişimde yaşanan gelişmelerin Bitcoin ve Ethereum gibi blockchain’leri koruyan kriptografik sistemleri tehdit edecek noktaya yaklaşıp yaklaşmadığı tartışması alevlendi.
SponsoredBitcoin’a Kuantum Bilgisayar Tehdidi: Uzmanlar Fikir Ayrılığında
Lopp, X’te (eski adıyla Twitter) yaptığı son paylaşımda kuantum bilgisayarların Bitcoin’i yakın zamanda kırmayacağını ifade etti.
Lopp şu ifadeleri kullandı: ‘Hayır, kuantum bilgisayarlar yakın zamanda Bitcoin’i kırmayacak. Gelişimlerini izlemeye devam edeceğiz… En iyisini ummalı ama en kötüsüne hazırlıklı olmalıyız’ dedi.
Lopp’un zaman çizelgesine yönelik bu öngörüsü, birçok uzmanın görüşüyle örtüşüyor. Uzmanlar kuantum bilgisayarların şimdilik ağ açısından acil bir tehdit oluşturmadığı görüşünde. Blockstream CEO’su Adam Back de kısa vadeli risklerin ‘hiç yok’ olduğunu belirtti.
Back şunları dile getirdi: ‘Bu iş onlarca yıl uzakta, şu anda çok erken ve gereken uygulamalı fizik araştırmalarının tüm alanlarında devasa AR-GE sorunları var. Bunun işe yarar ölçekte mümkün olup olmadığını anlamak için bile daha çok iş var. Yine de, ‘kuantuma hazır’ olmakta sıkıntı yok’ dedi.
Cardano kurucusu Charles Hoskinson da benzer bir duruş sergiledi. Hoskinson, mevcut dönemde blockchain’ler için kuantum tehdidinin abartıldığını ve şu an için acil olmadığını savundu. Ayrıca, blockchain’lerin kuantum dirençli kriptografi’ye geçmesinin mümkün olduğunu ancak bunun ciddi verimlilik maliyetleri getireceğini de ekledi.
Ancak bazı uzmanlara göre zaman daralıyor. Naoris Protocol CEO’su David Carvalho, kuantum bilgisayarların önümüzdeki 2-3 yıl içinde Bitcoin’in güvenliğini tehlikeye atabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Sponsored SponsoredBunun yanında, Waterloo Üniversitesi araştırmacısı Michele Mosca da temel açık anahtarlı kriptografinin 2026 gibi erken bir tarihte kırılması için 7’de 1 olasılığı olduğunu tahmin etti.
Metaculus’ta ise kuantum bilgisayarların RSA sayılarını asal çarpanlarına ayırabileceği tarih de öne çekildi. Bu süre 2052’den 2034’e indi.
The Quantum Doomsday Clock projesi ise daha da acil bir tablo çiziyor. Proje, kuantum bilgisayarların Bitcoin’in şifrelemesini 8 Mart 2028’e kadar kırmasını öngörüyor.
Sponsored SponsoredBitcoin’u Kuantum Korumalı Hale Getirmek Neden Zor?
Zaman konusunda uzmanlar farklı görüşte olsa da çoğu isim bir noktada hemfikir: Eğer kuantum dirençli güncellemeler zorunlu olursa, bu süreç zaman alacak. Lopp, post-kuantum standartlara göçün 5 ila 10 yıl sürebileceğini belirtti.
Kuantum bilişim risklerine dair tartışmalar neden daha çok Bitcoin’e odaklanıyor da geleneksel finans kurumları, yani bankalar gündeme gelmiyor? Lopp bu sorunun cevabının sistemlerin ne kadar hızlı güncellenebileceğindeki temel farklılıkta yattığını vurguladı.
Lopp, ‘Çünkü onlar sistemlerini Bitcoin ekosistemine kıyasla katbekat daha hızlı güncelleyebiliyor’ dedi.
Bu arada başka bir piyasa analisti ise blockchain ağlarının kuantum dirençli kriptografiye geçişinin, merkezi sistemlere göre neden çok daha karmaşık olduğuna dikkat çekti.
SponsoredŞu değerlendirmede bulundu: Bankacılık sektörü ve internet için göç süreci görece daha basit. Kriptografi standartları değiştiğinde, yeni algoritmalar koordineli güncellemelerle sunulabilir, eski anahtarlar iptal edilip yeni kimlikler verilebilir, hatta kullanıcılar zorla göç ettirilebilir dedi.
Buna karşılık Bitcoin’de, böyle bir değişimi zorunlu kılacak merkezi bir otorite bulunmuyor. Post-kuantum imzalarına geçiş için toplumsal uzlaşma, kapsamlı teknik koordinasyon ve kullanıcıların gönüllü katılımı gerekiyor.
Analist ayrıca, kaybolmuş ya da kullanılmayan Bitcoin ve cüzdan’ların taşınamayacağını belirtti. Bu nedenle, kuantum saldırıları mümkün olduğunda arzın bir kısmı kalıcı olarak savunmasız kalacak. Teknik kısıtlamalar da süreci iyice zorlaştırıyor.
‘Çoğu post-kuantum imza şeması, ECDSA’ya göre çok daha büyük anahtarlara ve imzalara sahip. Zaten blok boyutu ve küresel replikasyonla sınırlı bir sistemde böylesi bir değişim hafife alınmamalı. Bir banka sunucusu ya da web bağlantısı için yönetilebilir ek yük, blockchain’de artık fikir birliğini ve ölçeklenebilirliği ilgilendiren bir mesele haline geliyor’ ifadesine yer verildi.
Kısacası Bitcoin’in güvenliğinin ve dayanıklılığının dayanağı olan merkeziyetsizlik, onu merkezi sistemlere kıyasla kriptografik olarak güncelleştirmeyi daha yavaş, karmaşık ve zorlu kılıyor. Unutmayalım: Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır, fakat merkeziyetsizliğin avantajları olduğu kadar zorlukları da var.