ABD Doları (USD) yeni yıla önemli bir kavşakta giriyor. Son yıllarda ABD’nin güçlü büyümesi, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) agresif sıkılaşma adımları ve küresel riskten kaçış dönemleri, Dolar’daki yükselişi desteklemişti. Ancak bu artışa zemin hazırlayan koşullar artık yavaş yavaş eriyor fakat tamamen ortadan kalkmış değil.
FXStreet’e göre, önümüzdeki yıl net bir sistem değişiminden ziyade geçiş dönemi olarak öne çıkıyor.
USD için Geçiş Yılı
2026 ana senaryosu, Küresel büyümenin daha az asimetrik hale gelmesi ve faiz farklarının daralmasıyla birlikte özellikle yüksek beta’lı ve değeri düşük para birimleri öncülüğünde Dolar’ın kademeli olarak zayıflaması.
Fed’in politika gevşemesine temkinli yaklaşması bekleniyor ancak agresif faiz indirimi için çıta hâlâ yüksek. Hizmetlerde yapışkan seyreden enflasyon, güçlü iş gücü piyasası ve genişleyici maliye politikası, ABD para politikasının hızlıca normale dönmesine engel oluşturuyor.
Kripto para piyasasındaki genel bakışta bu tablo, geniş çaplı bir ABD Doları düşüşünden çok seçici fırsatlar sunacağı anlamına geliyor.
Kısa vadede riskler arasında ABD’de yeniden patlak verebilecek maliye politikası çekişmeleri yer alıyor. Özellikle hükümet kapanması riski, Dolar’da geçici volatilite ve savunmacı talep yaratsa da genel trendi kalıcı olarak değiştirmesi beklenmiyor.
Daha ileriye baktığımızda, Fed Başkanı Jerome Powell’ın mayıs ayında sona erecek görev süresi yeni bir belirsizlik kaynağı olarak öne çıkıyor. Piyasa aktörleri, yeni bir Fed yönetiminin politika duruşunda güvercin bir değişime öncülük edip etmeyeceğini tartışmaya başladı bile.
SponsoredKısacası, önümüzdeki yıl ABD Doları’nın saltanatı bitiyor diyemeyiz. Ancak Dolar artık vazgeçilmezliğini korusa da eski cazibesinde olmayabilir. “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” misali yatırımcılar, yeni dönemde farklı stratejilere yönelecek gibi duruyor.
2025’te Dolar: Güçten Yorgunluğa mı?
Geçtiğimiz yıl tek bir şokla değil, Amerikan Doları’nın direncini defalarca sınayan ve sonunda teyit eden sürekli gelişmeler zinciriyle hatırlanıyor.
Yıl başında, ABD büyümesinin yavaşlayacağı ve Fed’in gevşeme adımları atacağı yönünde güçlü bir konsensus vardı.
Ancak ABD ekonomisi dirençli kaldı. Ekonomik aktivite gücünü korudu, enflasyon yavaşladı ama arzu edilen hızda değil ve istihdam piyasasındaki sıkılık Fed’i oldukça temkinli tuttu.
Enflasyon ise yılın ikinci kronik kırılma noktasıydı. Manşet baskılar hafifledi fakat özellikle hizmet sektöründe düzensiz bir iyileşme görüldü.
Her olumlu sürpriz, politika sıkılığının ne kadar gerekli olduğu tartışmasını yeniden alevlendirdi. Sonuç ise hep tanıdık oldu: Dolar güçlendi ve dezenflasyonun henüz tamamlanmadığını hatırlattı.
Jeopolitik gerilimler ise arka planda sürekli bir dalgalanma yarattı. Orta Doğu’daki sıkıntılar, Ukrayna savaşı ve ABD-Çin ilişkilerindeki hassasiyet – özellikle ticaret cephesinde – piyasaları zaman zaman sarstı.
ABD dışında ise tablo çok farklı değildi: Avrupa ivme yakalamakta zorlandı, Çin’in toparlanması ikna edici olmadı ve diğer bölgelerdeki görece zayıf büyüme Dolar’daki kalıcı zayıflamanın önüne geçti.
Bir de Trump etkisi var: Siyaset, Dolar için net yön belirleyici olmaktan çok, tekrar eden volatiliteye kaynaklık etti.
Aşağıdaki zaman çizelgesi de gösteriyor ki politika veya jeopolitikte belirsizliğin arttığı dönemlerde, para birimi genellikle güvenli liman etkisiyle öne çıkıyor.
2026 yılında da bu alışkanlığın değişmesi beklenmiyor. Trump’ın başkanlığı süresince Dolar’da ana etki, ticaret, maliye veya kurumsal yapı ile ilgili belirsizliklerin ani artışlarıyla görülür; net bir politika patikasından çok, geçici dalgalanmalara neden olur.
Federal Reserve Politikası: Temkinli Gevşeme Dönemi
Fed’in para politikası ABD Doları’nın görünümündeki en önemli çıpa olmaya devam ediyor. Piyasa, politika faizinin zirve yaptığına yönelik inancını her geçen gün artırıyor.
Buna rağmen, gevşemenin hızı ve kapsamı konusunda beklentiler halen değişken ve biraz fazla iyimser.
Enflasyon bariz şekilde yavaşladı ancak dezenflasyonun son aşaması inatçı çıkıyor; hem manşet hem de çekirdek Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) artışı halen merkez bankasının yüzde 2,0 hedefine üzerinde.
Hizmet sektöründe enflasyon yüksek seyretmeye devam ederken, ücret artışları da ancak yavaş tempoyla geriliyor ve finansal koşullar dikkate değer ölçüde gevşemiş durumda. Çalışan piyasası artık aşırı ısınmasa da geçmişe oranla hâlâ güçlü.
Böyle bir tabloda, Fed’in faiz indirimlerini daha çok kademeli ve koşula bağlı şekilde gerçekleştirmesi muhtemel görünüyor; ani ve agresif bir gevşeme sürecinden ziyade.
Kripto para piyasası açısından, bu da faiz farklılıklarının piyasaların beklediğinden daha yavaş daralacağı anlamına geliyor.
Bunun sonucu ise, Fed’in gevşeme adımlarıyla yaşanacak USD zayıflamasının sarsıcı değil, daha kontrollü olacağı yönünde.
Sponsored SponsoredFiskal Dengeler ve Siyasi Döngü
ABD’nin maliye politikası, Dolar’ın görünümü için her zamanki gibi karmaşık bir tablo sunmaya devam ediyor. Geniş bütçe açıkları, artan borçlanma ve derin siyasi kutuplaşma artık geçici bir süreç değil, piyasanın ayrılmaz bir parçası haline geldi.
Burada açık bir gerilimden söz etmek mümkün.
Bir yanda, genişleyici maliye politikası büyümeyi destekliyor, hissedilir bir yavaşlamayı geciktiriyor ve ABD’nin üstün performansıyla dolaylı olarak Dolar’ı yukarıda tutuyor.
Öte yandan, Hazine tahvil ihracındaki artış borcun sürdürülebilirliğine yönelik soru işaretlerini büyütüyor. Ayrıca küresel yatırımcıların sürekli artan arzı ne kadar daha sürede karşılayacakları merak konusu.
Piyasalar şimdiye dek “çifte açıklar” konusuna şaşırtıcı ölçüde kayıtsız kaldı. ABD varlıklarına olan talep hâlâ güçlü; bunda likidite, getiri ve ölçekli güvenilir alternatiflerin yokluğu etkili.
Siyaset ise belirsizliği artıran ek bir katman sunuyor.
Seçim yılları – 2026 Kasım’ındaki ara seçimler de dahil – risk primlerini artırıp döviz piyasalarında kısa süreli volatiliteye neden oluyor.
Son kamu kapanması bunun çarpıcı örneği oldu: ABD devleti 43 gün aradan sonra yeniden faaliyet gösterse de ana sorun hâlâ çözülmedi.
Kongre yeni finansman son tarihini 30 Ocak’a erteleyerek yeni bir çıkmazın riskini gündemde tutmuş oldu.
Değerleme ve Pozisyonlama: Yoğun Ama Bozulmuş Değil
Değerleme açısından bakıldığında ABD Doları artık ‘ucuz’ sayılmaz, fakat aşırı şişirilmiş de değil. Ancak tek başına değerleme, Dolar döngüsünde büyük trend değişimlerinin çoğu zaman tetikleyicisi olmuyor.
Pozisyonlar ise daha ilginç bir tablo çiziyor: Spekülatif pozisyonlarda ciddi bir dönüş yaşandı ve şu anda USD net kısa pozisyonları son yılların en yüksek seviyelerinde. Yani piyasada önemli bir kesim Dolar’ın zayıflayacağı beklentisiyle önceden pozisyon aldı.
Bu durum düşüş yönlü anlatıyı tamamen geçersiz kılmasa da risk profilini değiştiriyor. Pozisyon dengesi tek tarafa yaklaştıkça, Dolar’ın uzun süren bir düşüşüne kapı açmak zorlaşıyor. Kısa pozisyon kapatma (short squeeze) rallileri de daha olası hale geliyor.
Özellikle politika sürprizleri veya jeopolitik gerginliklerin bol olduğu ortamda bu denge daha da önemli hale geliyor.
Özetle, hem göreli olarak yüksek değerleme hem de yoğun kısa pozisyonlar, bize temiz bir Dolar ayı piyasasından çok, zaman zaman sert ters hareketlerin sık sık görülebileceği, inişli çıkışlı bir süreci işaret ediyor.
Jeopolitik Gelişmeler ve Güvenli Liman Dinamikleri
Jeopolitik gelişmeler Dolar için genellikle arka planda kalıyor ancak sağlam bir destek kaynağı olmayı sürdürüyor.
Piyasalarda şu aralar belirgin bir jeopolitik şoktan çok, ardı ardına biriken risklerin baskısı hissediliyor.
Orta Doğu’daki gerilimler hâlâ çözüme kavuşmadı, Ukrayna’daki savaş Avrupa ekonomisinin üzerinde bir yük olmaya devam ediyor, ABD-Çin ilişkileri ise pamuk ipliğine bağlı. Küresel ticaret yollarındaki aksamalar ve stratejik rekabete vurgu da artınca belirsizlik genel olarak yüksek seviyede kalmaya devam ediyor.
Tüm bunlar Dolar’a sürekli güçlü kalma garantisi vermiyor. Ancak bu riskler bir araya geldiğinde aşina olduğumuz bir desen tekrar ediyor: Ne zaman belirsizlik artar ve aniden likidite arayışı başlarsa, güvenli liman olarak ABD Doları orantısız şekilde talep görüyor.
Başlıca Döviz Paritelerinde Görünüm
● EUR/USD: Euro (EUR), dönemsel şartlar iyileşirken ve enerji kaynaklı endişeler hafiflerken bir miktar destek bulabilir. Ancak Avrupa’daki kalıcı yapısal sorunlar hâlâ masada duruyor. Zayıf büyüme trendi, kısıtlı mali esneklik ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) öncesinde gevşemeye gitmesi beklenen Avrupa Merkez Bankası (ECB), yukarı yönlü potansiyeli sınırlıyor.
● USD/JPY: Japonya’nın ultra gevşek politikalardan kademeli uzaklaşması Japon Yeni’ne (JPY) bir miktar destek getirebilir. Ancak ABD ile getiri farkı hâlâ ciddi şekilde yüksek ve olası resmi müdahale riski hiçbir zaman ortadan kalkmıyor. Bu nedenle piyasalarda yüksek volatilite, çift yönlü risk ve ani taktiksel hareketler görmemiz muhtemel, istikrarlı bir trend ise zor görünüyor.
● GBP/USD: İngiliz Sterlini (GBP) zorlu bir ortamla karşı karşıya. Büyüme yavaş, maliye politikası manevra alanı kısıtlı ve siyaset hâlâ büyük bir belirsizlik kaynağı. Değerleme bir derece avantaj sağlasa da Birleşik Krallık’ta hâlâ güçlü bir dönemsel rüzgar yok.
● USD/CNY: Çin, politika tarafında net bir biçimde istikrarı önceleyen adımlar atıyor, yeni teşvik dalgası beklenmiyor. Renminbi (CNY) üzerindeki değer kaybı baskısı ortadan kalkmış değil fakat yetkililer sert veya düzensiz hareketlere izin vermemeye kararlı. Bu yaklaşım, Dolar’daki güçlenmenin Asya’ya yayılmasını sınırlandırsa da, Çin döngüsüne sıkı bağlı olan gelişmekte olan ülke dövizlerinde yukarı potansiyeli de sınırlıyor.
● Emtia paraları: Avustralya Doları (AUD), Kanada Doları (CAD) ve Norveç Kronu (NOK) gibi para birimleri, risk iştahı arttıkça ve emtia fiyatları dengelendikçe avantaj sağlayabilir. Yine de potansiyel kazançların hem dalgalı hem de Çin verilerine ciddi biçimde duyarlı olacağını söylemek mümkün.
2026 İçin Olası Senaryolar ve Riskler
Temel senaryoda (%60 olasılıkla) Dolar, faiz farkları daraldıkça ve küresel büyüme daha dengeli hale geldikçe kademeli olarak değer kaybediyor. Bu ortamda keskin bir dönüşten çok, istikrarlı bir ayarlama yaşanıyor.
Dolar için yükseliş yönlü bir senaryo (%25 civarında), alışık olduğumuz faktörlerle mümkün: enflasyonun beklenenden kalıcı çıkması, Fed’in faiz indirimlerinin ötelenmesi (ya da hiç olmaması) veya güvenli liman talebini artıran bir jeopolitik şok dalgası.
Düşüş yönlü Dolar senaryosunun gerçekleşme olasılığı ise daha düşük, yaklaşık %15. Bunun için küresel büyümede açık bir toparlanma ve Fed’in belirgin bir gevşeme döngüsü gerek; öyle ki Dolar’ın getiri avantajı ciddi biçimde azalmalı.
Sponsored SponsoredBelirsizliğin bir diğer kaynağı ise doğrudan Fed’in kendisi. Fed Başkanı Powell’ın görev süresi mayıs ayında dolacak. Yatırımcılar aslında değişiklik yaşanmadan çok önce, gelecek başkanın kim olacağını yakından takibe alacaktır.
Halefin daha güvercin bir duruş benimseyebileceği algısı, ABD’nin reel getiri desteğine olan güveni aşındırarak Dolar üzerinde zamanla baskı yaratabilir. Şu anki görünümün büyük bir kısmında olduğu gibi etkinin pürüzsüz ve tek yönlü bir değişim değil, zamana bağlı ve dalgalı olması bekleniyor.
Genel olarak riskler, zaman zaman Dolar’da güçlenme ataklarının yaşanabileceğine işaret ediyor. Ancak yön uzun vadede kademeli olarak aşağı olsa da bu süreç inişli çıkışlı ilerleyecek gibi görünüyor.
ABD Doları Teknik Analizi
Teknik açıdan değerlendirildiğinde Dolar’ın son geri çekilmesi, en azından ABD Dolar Endeksi üzerinden bakıldığında, kesin bir trend dönüşünden çok geniş bir aralık içinde kısa bir mola gibi duruyor.
Haftalık ve aylık grafiklere bakınca tablo daha da netleşiyor: DXY pandemi öncesi seviyelerinin epey üzerinde kalmaya devam ediyor ve piyasada stres arttıkça alıcılar yeniden ortaya çıkıyor.
Aşağı yönlü hareketlerde ilk dikkat edilmesi gereken bölge 96.30 civarı olacak. Burası yaklaşık üç yılın en düşük seviyesine denk geliyor. Bu seviyenin güçlü şekilde aşağı kırılması, 200 aylık hareketli ortalama olan 92.00’nin biraz üzerini tekrar gündeme taşıyabilir.
Daha altında ise 90.00’ın hemen altı, son olarak 2021 diplerinde test edilmişti ve burası bir sonraki kritik destek alanı olarak öne çıkacak.
Yukarı yönde ise 103.40 civarındaki 100 haftalık hareketli ortalama ilk önemli direnç olarak karşımıza çıkıyor. Bu seviyenin aşılması halinde
110.00 bölgesine kapı aralanacak. Bu seviye son olarak ocak 2025’in başında test edilmişti. Eğer bu noktada bir kırılım yaşanırsa, 2022 sonunda görülen 114.80 civarındaki pandemi sonrası zirvesi yeniden ufukta belirebilir.
Bütün bunlar dikkate alındığında, teknik görünüm de makro hikayeyle örtüşüyor. Daha fazla aşağı yönlü hareket alanı var; fakat bu yolun düz ve sorunsuz olmasını beklememek gerekiyor.
Nitekim teknik göstergeler, DXY’nin aralıkta dalgalanan, yatırımcı hissiyatı değişimlerine duyarlı ve ani tepki yükselişlerine açık bir şekilde hareket ettiğine işaret ediyor. Bu yüzden düz, tek yönlü bir düşüşten ziyade inişli çıkışlı bir tablo görebiliriz.
Sonuç: Zirvenin Sonu Ayrıcalığın Değil
Önümüzdeki yıl, ABD Doları’nın küresel finans sistemindeki merkezi rolünün sonunu getirecek bir dönem olmayacak gibi görünüyor.
Bunun yerine, büyüme, politika ve jeopolitiğin Dolar lehine mükemmel şekilde birleştiği çok avantajlı bir dönemin sonunu temsil ediyor.
Bu dinamikler kademeli olarak yeniden dengelenirken Dolar bir miktar değer kaybedebilir ancak öneminden kolay kolay bir şey kaybetmeyecek. Hem yatırımcılar hem de politika yapıcılar için asıl mesele; kısa vadeli geri çekilmeler ile kalıcı yapısal dönüşleri ayırt etmek olacak.
Kısa vadeli dalgalanmalar, kalıcı dönüşlerden çok daha olası.