İsmail Hakkı Polat: Coinlerin %99’u Çöp Olacak – BIC Özel Röportajı

9 mins
9 Ocak 2020, 16:10 GMT+0300
9 Ocak 2020, 16:10 GMT+0300
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Polat, BeInCrypto’dan Emre Konakçı’nın sorularını yanıtladı. Yaklaşan yarılanmadan madenciliğe, Libra’dan Çin’in blok zinciri politikalarına, blok zinciri bağlamında Türkiye’deki üniversitelerden Splinternet’e, DeFi’a, altcoinlere ve daha birçok başlığa değinen Polat, yakın geleceğe dair bir dizi öngörü de sıraladı.
Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. İlk olarak, son günlerin hararetli konusu Bitcoin’den söz etmek istiyorum. İran ve ABD arasındaki gerilimin başladığı tarihlerde Bitcoin de yaklaşık 1.000 dolarlık bir yükseliş yakaladı. Sizce BTC’nin çıkış sebebi bu gerilim mi? Yine bu soruyla bağlantılı olarak Bitcoin’in jeopolitik risklerde derhal akla gelecek kadar ağırlığı olan bir enstrüman olduğunu düşünüyor musunuz? Bence gerilimin fiyat yükselmesinde kesinlikle etkisi var. Venezuela ve Arjantin’de hiper enflasyon nedeniyle benzer şeyler gördük. Vatandaşlar geçtiğimiz yıllarda bir kaçış olarak Bitcoin’e yönelmeyi öğrendi. Hiper enflasyon, sınırlı sayıdaki altın, dünyadaki faiz getirilerinin negatife inmesi gibi gelişmeler özellikle parasını korumak isteyen vatandaşın alternatif arayışını arttırdı. Bitcoin jeopolitik olarak da bu tip belirsizlik veya siyasî gerginlik durumlarında güvenli liman olarak görev yaptı. Tabii Bitcoin’in bu konudaki görevlerini de ikiye ayırabiliriz. İlk aşamada balinaların etkisi olduğunu unutmamamız gerekiyor. “İnsanlar böyle düşünüyor, ben de bu düşünceyi pekiştirmek için birkaç yüz milyon atayım ve insanlar da bu trene binsin” diyen balinalar var. bitcoin balinaları Bitcoin şu an değer saklama, değer koruma ve sınır ötesi varlık transfer aracı haline geldi. Özellikle savaşların ve karışıklıkların olduğu yerlerde altından daha işlevsel bir hal aldı Bitcoin. Venezuela gibi ülkelerde, insanlar dışarı varlık çıkartmak için sınırdan altın veya dolarla geçmeye çalışsa bunlara el koyarlar. Bitcoin için ise böyle bir sıkıntı yok. Yukarıdaki konumuzun ikinci aşaması ise jeopolitik riskler. Localbitcoins platformunda İran’daki BTC fiyatı 25.000 dolara yükseldi. Burada BTC’nin 25.000 dolara yükselmesi, oradaki BTC kıtlığı ve İranlıların savaş psikolojisine bağlanabilir. İnsanlar varlıklarını sistemin dışına çıkarmak istiyor. Dünyanın geri kalanında, tehdit altındaki her yerde, biraz da spekülasyonla insanların Bitcoin trenine binmesi sağlandı. 7 Ocak gecesinde altın %2 yükselirken Bitcoin %7 yükseldi. Tabii ki dünyadaki altın miktarı ve Bitcoin miktarı da önemli. Bitcoin daha sığ bir piyasa ve volatilitesi yüksek. Bu da daha hızlı kazanç sağlayabiliyor. İnsanlar bu bağlamda yükselişte mutlu oluyorlar ama volatilite düşüşe sebep olunca mutlu olmuyorlar. Durum aslında aynı Nasreddin Hoca’nın dediği gibi “kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne niye inanmıyorsun?”

Bitcoin’in Fiyatını Yarılanma Değil Konjonktür Arttıracak

Bitcoin şu an yakaladığı ivme ile adım adım mayıs ayındaki blok ödülü yarılanmasına doğru ilerliyor. Meltem Demirörs gibi isimler yarılanmanın sanıldığı gibi fiyat etkisi yaratmayacağını düşünüyor. Daha önceki yarılanmalardan sonra yükseliş hareketleri gördük ama bu sefer piyasa, bu gelişmeyi daha önceden fiyatlamış olabilir mi? Meltem Demirörs ile benzer düşünüyorum ama ondan ayrıştığım bir nokta var. Dünyadaki özellikle jeopolitik ve konjonktürel değişimlerin yarılanmanın ötesinde bir etki yaratacağına inanıyorum. Bence şu an yarılanma, henüz fiyatlanmış değil. Teorik olarak, günlük en büyük arzı ve satışı madenciler yapıyor. 12,5 BTC 10 dakikada bir üretiliyor ve bu da günlük 1.800 BTC anlamına geliyor. 1.800 BTC mevcut fiyattan günlük 15 milyon dolar eder. Madenciler 1.800 olmasa da 1.500 Bitcoin satıyor. Blok ödülü yarılanması ile günlük satılabilecek BTC miktarı da azalıyor. bitcoin iran amerika Bu, Satoshi Nakamoto’nun en başından planladığı bir şey aslında. Fiyatın talep nedeniyle artacağını ve bunun madencileri harekete geçireceğini biliyordu. Satoshi burada bir nevi tahterevalli kurmuş. İlk iki yarılanmada bu sistem mükemmel çalıştı. Ama üçüncü yarılanmada, jeopolitik ve konjonktürel faktörler olmasaydı Meltem Demirörs’ün teorisine daha yakın bir görüşü benimseyebilirdim. Ancak bir yandan da BTC’ye olan talebin, bizim ayrıştıramayacağımız bir şekilde, konjonktürel gelişmelerden dolayı artacağını düşünüyorum. Herkes fiyat artışını yarılanmaya bağlayacak ama Bitcoin’in artışının temelinde konjonktürel gelişmelerle yeni insanların bu işe akın etmesi yer alacak. Bunun sebebi Bitcoin’in güvenli liman olarak kendisini ispat etmesinin oluşturduğu talep olacak ve birçok kişi o talebi yarılanmanın etkisi zannedecek. Bitcoin’den biraz uzaklaşıp sektörün geneline baktığımızda, merkez bankası destekli dijital paraların büyük bir çıkış yaptığını ve yapacağını görüyoruz. Özellikle Libra’nın tanıtılması ve Çin’in dijital para duyurusu birçok bankayı hareketlendirdi. Sizce söz konusu dijital paralar devletler, sektör ve sıradan insanlar düzleminde 3 ayrı katmanda nasıl etkiler yaratabilir? Bence merkez bankası destekli dijital paralar, ilk başlarda Bitcoin ve diğer kripto paralardan daha etkili olabilir. Bunlar ilk başlarda sınırlı başlasalar da artan devlet rekabeti ve dünyanın Doğu-Batı blokları arasındaki rekabet bunların değerini arttıracak. Özellikle Çin’in bu sektörde önde yer alacağını düşünüyorum. Çin aslında üretim teknolojileri ile birlikte dünya pazarına ihracatını ve dünya ticaretindeki payını çok arttırdı. Dünya finans pazarındaki payını ise arttıramadı çünkü bu Batı Sistemi ve Batı Bloku egemenliğindeki bir alan. Çin, Blockchain ile bunu değiştirmek istiyor. Alibaba ve Huawei gibi şirketlerin yardımıyla önce bölgesel sonra küresel genişlemeyi hedefliyor olabilir. Çin blockchain seferberliğini de bu yüzden başlattı. Bu, girişimin devletleri ilgilendiren etkilerinden olabilir. çin merkez bankası dijital parası Buradaki en önemli şey anonimlik olacak gibi gözüküyor. Çin Merkez Bankası bu girişiminde cüzdanları anonim yapmaz ve kimliklerle eşleştirirse acayip bir George Orwell ve 1984 distopyası görebiliriz. Bu durum Çin’de bile tepkiyle karşılanır ama dünyanın batısında bunu uygulamak imkansız bir hâl alır. Çin ilk başta anonim cüzdanlar yerine kimlik teşhisine yer veren cüzdanlar kullanmaya başlayacak. Bu Türkiye gibi Rusya gibi ülkelere dayatılmaya çalışılacak ama bunlar tutmayacak. İnsanlar ilgi göstermeyecek. İnsanlar ceplerinin ve cüzdanlarının gözlenmesini istemezler. Yani aslında burada bir dengesizlik  ve eksiklik var. Bence bu dengesizliği Bitcoin ile gizlilik odaklı kripto paralar karşılayacak. Monero ve benzeri kripto paralar her zaman yeraltı ekonomisinin paraları olacağı için onlar diğerlerinden ayrışacak. Bitcoin’den veya dijital paralardan kaçanlar bu kripto paralara geçmeye başlayacak. Bitcoin şu an bankacılık sistemi ile neredeyse entegre olduğu için anonim değil, takip edilebilir bir sistem haline gelmeye başladı. Bu sebeple Bitcoin’in ilerleyen yıllarda dijital para birimi değil de dijital altın fonksiyonuna evrileceğini düşünüyorum. Bu da sektörel etkilere dahil edilebilir.

Libra’nın Rakibi Huawei ve Alibaba Gibi Devler Olacak

Çin’in dijital para duyurusuna rağmen ABD’den buna karşılık herhangi bir açıklama gelmedi. Libra’nın “Dijital Yuan”a rakip olabileceği belirtilirken regülatörlerin buna onay verip vermeyeceği muallakta. Sizce Libra onay alabilecek mi ve eğer alırsa Çin’in dijital parasına rakip olabilir mi? Çin, Huawei ve Alibaba ile gediği zaman, ABD Senatosu ve FED direkt olarak Google, Microsoft ve Apple gibi teknoloji devlerine “lütfen kendi paranızı ihraç edin” diye yalvarabilir. Libra’ya onay verip vermeme konusu tam tersine dönecek yani. David Marcus’un ve Mark Zuckerberg’in ABD Senatosu’na verdiği ifadelere bakılırsa biz bunu yapmazsak başkaları yapacak o da ABD’nin teknolojik üstünlüğünü kaybettirecek diyorlar. Facebook, şu an ürünü geliştirip düzenleyicileri ikna etmeye çalışacak ve doğru zaman geldiğinde hemen bunu piyasaya sürecekler. Sonra da konjonktürel bir rekabete girecekler. Libra bence şu an bekleme döneminde ancak sonunda onay alabilir. facebook libra Çin, dijital parasını kendi bölgesinde yaymaya başladığında buna alternatif olarak Huawei’nin ve Alibaba’nın parası ortaya çıkacak. Libra bu yüzden Çin’in dijital parasına değil, diğer teknoloji devlerinin dijital paralarına rakip olacak. Bu devlerin kripto paraları Dijital Yuan’a ve Dijital Türk Lirası’na da dönüştürülebilecek ve tamamen bir dijitalleşme yaşanacak. ABD ise bu süreçte özellikle Senato’daki üyelerin yaşça büyük olmaları nedeniyle teknolojiyi anlayamadı. Bu sebeple ortaya çıkan vakit kaybının değeri ise nasihatle değil, ne yazık ki musibetle öğrenilecek. Türkiye içerisinde de daha önce ulusal bir dijital para konusu gündeme gelmişti. Türkiye’nin böyle bir gelişme için sizce ne kadar süreye ihtiyacı var? Yakın sürede dijital bir Türk lirası görebilir miyiz veya görmeli miyiz? “İçeriden” kulağınıza gelen duyumlar var mı? Bence bu sene bir prototip göreceğiz. İçeriden hiçbir şey duymadım. Ama sadece yayımlanan kalkınma planındaki bir cümleye bakarak bile bir fikre vardım. Planda Digital Central Bank Currency yani kısaca DCBC diyor. DCBC, IMF’in yaptığı bir tanım ve dijital merkez bankası parası demek. Oradan yola çıkarak bile Türkiye’nin dijital parasının IMF’in batı bankacılığı sistemi içerisindeki merkez bankaları için hazırladığı standartlara uyacağını düşünüyorum. Türkiye’nin şu an Doğu ile Batı arasındaki gelgitleri, konjonktürü belirleyecek gibi geliyor bana. 2020 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı içerisinde başka bir şey daha var. Planda, Rusya’nın SWIFT’e karşı geliştirdiği ve  buna benzer olan para transfer sistemiyle uyumlu ödeme sistemi geliştirilecek ifadesi kullanılıyor. BDDK’nın ödeme sistemleri lisans yetkisinin merkez bankasına aktarılması da bu yönde bir mesaj aslında. Merkez bankası bu sistemi de dijital para ile beraber planlayıp geliştiriyor gibi geliyor. İşin bir tarafı Rusya ve Çin ile birlikte geliştirilecek bölgesel blockchain ağları üzerinden yürütülecek diye düşünüyorum. Türkiye bu konuda da bir denge politikası izliyor. Hangi taraf bu konuda öne çıkarsa ve Türkiye’nin çıkarları nereye işaret ederse, hem siyasî hem de finansal olarak o taraflarla iş birliği yapılacak. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Dijital Parası Ülkede kripto para birimlerine olan ilgi arttıkça üniversitelerin ve buna benzer birçok kurumun projeleri ve girişimleri de artıyor. Kadir Has Üniversitesi bünyesinde bir süredir kripto paralara giriş dersi veriyorsunuz. Türkiye içerisindeki genç neslin kripto paralara olan eğilimi sizce ne derecede seyrediyor ve bunu yeterli buluyor musunuz? Türkiye kripto para adaptasyonunda zaten ilk 10 ile ilk 20 arasında yer alıyor. Türkiye’de tüketici bazında yetişen çok iyi bir gençlik var. Onların özellikle bu teknolojiyi anlamaları, oynadıkları oyunların ve girdikleri platformların yardımıyla çok kolay oluyor. Ben kendi derslerimde de gözlemliyorum. Gençlik bu konuda bir şey yapmaya çok hevesli ama kamu ile özel sektörde aynı iştah ve heves yok. İlgi sönük kalıyor. Ben Bitcoin’in ve kripto paraların sadece al-sat işlemlerinden ibaret varlıklar olmadıklarını ifade ediyorum. Bunlar akıllı sözleşmeler ile programlanabilir paradır, zamandan masraftan verimli bir şekilde tasarruf sağlar, yeni bir küresel yeniliğin önünü açar desem de bunun sektörle beraber ilerlememesinden dolayı gençlerin bugüne kadar hep duvara tosladıklarını düşünüyorum. Ancak bugünden sonra özellikle Türkiye’nin dijital parası ile bunun değişeceğine inanıyorum. Benim telefonum son günlerde hiç durmuyor. Özellikle herkes blockchain konusunda kendi alanlarındaki vakıa çalışmalarını öğrenmek istiyor. Bu vakıa çalışmaları üzerinden sektörel blockchain uygulamaları geliştirilirse blockchain uygulamalarının tokenleştirilmesi edilmesi ve kripto paralara dönüştürülmesi zaten çok kolay bir süreç. Son olarak da finans sektörü bunu yaparsa blockchain’i ve kripto paraları rakip olarak görmeyecekleri ve token ekonomisine geçtikleri daha likit bir alan ortaya çıkabilir. Üniversitelerde Blok Zincirine Artan İlgi Burada gençler ve eğitimler çok önemli. Türkiye’de bunu Bahçeşehir Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Medipol Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve yavaş yavaş başka üniversiteler de uygulamaya, araştırmaya başladı. Bunlar üniversite bazında iyi kötü sahipleniliyor ama bunun kamu üniversitelerince de sektör tarafından da sahiplenilmesi lazım. Üniversite ve sanayi arasında işbirliği çerçevesinde gençlerle beraber hareket edilmesi lazım. İşbirliği açısından şu an eksiğiz ama değişen konjonktür bizi çok hızlı bir şekilde istediğimiz noktaya getirebilir. Mevcut finans sisteminin blok zinciri teknolojisine adaptasyonunda DeFi ve Ethereum’un yerini değerlendirebilir misiniz? DeFi’ın finans sermayesini iyiden iyiye arkasına almasıyla blok zinciri teknolojisi için bambaşka bir sayfa açılabilir mi? DeFi bence geleneksel finans sektörü tarafından kripto para dünyasına uzatılmış bir zeytin dalı. Daha önce Bitcoin’e değil blockchain’e odaklanıyorlardı. Geleneksel piyasaların ve bankacılık ile finans sektörlerinin aslında blockchain ve kripto para teknolojilerinin merkeziyetsizliğini alıp, bunu kendi sistemlerinin içine alan, bunun daha çok içini boşaltan bir eğilimi vardı. Şimdi işte onu bıraktılar ve taktik değiştirmeye başladılar. Bankalar artık bu teknolojiyi anlamayı seçti. Yine de bunun “tam olarak kripto-anarşistlerin istediği gibi olmasın ama bizimki de olmasın, orta yolda buluşalım” usûlü ile halledilmesini istiyorlar. Aslında onlar bu işin tekelci kontrol ve yönetim ile olmayacağını, egemenliğin onlarda olmayacağını anladılar. Bu yönde zorlamaya devam ederlerse kontrolü tamamen kaybedeceklerini anladılar. Dolayısıyla bunu kaybetmemek ve arada bir yer bulabilmek için de bence DeFi’ı icat ettiler. Peki sizce bu zeytin dalı, merkezî geleneksel finans sisteminin pes ettiği anlamına mı geliyor? Yenilgiyi kabul ettiler mi?  Ona öyle demek istemiyorlar ama lafın sonunda durum buna geliyor.

Temizlik Zamanı! Coinler’in %99’u Çöp Olacak

Bir yatırım tavsiyesi olarak değil fakat altında yatan fikir olarak, son günlerde dikkatinizi çeken 3 proje sıralayabilir misiniz? Ben hemen cevap vereyim, yok. Burada yatırım tavsiyesi değil desem bile bunu yatırım tavsiyesi olarak anlayacak kişiler var. Fakat şunu söyleyebilirim ki önümüzdeki dönemde kripto paraların çoğuyla vedalaşma dönemi olduğunu düşünüyorum. 2001’de internetin ilk dönemlerinde dot-com balonu ile beraber birçok internet şirketi çöpe gitti. Şirketlerin yüzde 99’u kayboldu ve kripto para sektöründe de benzer bir durum olacak. Şu an kripto para projelerinin çoğunun GitHub üzerinde geliştirilmediğini görüyoruz. Buna ek olarak bazı coin’lerin yol haritalarının tamamen hayal olduğunu ve bunların gerçekleşmeyeceğini görüyoruz. Bunların %99’u çöp olacak ama gelecek yeni nesil coin’ler çok heyecan verici gelişmeler sunabilir.

Coinlerde Temizlik Zamanı

Mesela Türk Hava Yolları, Migros ve hatta İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi ilginç kurumsal projeler ve coin’ler görebiliriz. Ben bunların coin’lerinin piyasaya çıkacağını düşünüyorum. Buna ek olarak dev teknoloji şirketlerinin piyasaya süreceği coin’lerle ve merkez bankalarının dijital paraları ile devasa bir ekosistem oluşacağını düşünüyorum. Bu durumun geleneksel finansal sektörünü etkileyeceğini de düşünüyorum. Dünyanın finans merkezinin de yavaş yavaş bu gelişmelerle beraber Batı’dan Doğu’ya doğru kayacağını düşünüyorum. Bitcoin ise bu evrilen sektörde dijital altın olarak hayatta kalacaktır. Sn. İsmail Hakkı Polat, son yazınızda da üzerinde durduğunuz Splinternet konusuna değinmek istiyorum. Ülkelerin kendi bölgesel internet ağlarını geliştirmeleri ve bunların kısıtlanması, sizce Bitcoin’e olan ulaşımı gerçekten etkileyebilir ve engelleyebilir mi? Bence bu mümkün değil. SpaceX’in yeni fırlatılan roketi karasal tabanlı değil, uydu üzerinden bütün dünyaya internet erişimi sunmayı hedefliyor. Yani bir şeyi ne kadar yasaklamaya çalışırsanız insanlar buna alternatif yollar bulacaktır. Bu aslında bir sonraki hafta yayımlayacağım yazımın konusu. Jean-Jacques Rousseau’nun toplum sözleşmesi diye bir eseri var. Bunun temeli İngiliz John Locke’a dayanıyor aslında. Halk, bir krala, meclise veya bir kişiye yetki verince o yetkiyle onun arasında bir hakkaniyet olmak zorunda deniliyor. O hakkaniyet devlet veya toplum tarafından bozulursa her iki taraftan da bunu eşitlemek için bir şeyler yapılacağı belirtiliyor. Vergi arttırılınca insanlar vergi kaçırmaya başlıyor ve bu bir çeşit dengeleme görevi görüyor. Bence kripto paralar tam olarak devletlere yönelik böyle bir mesaj veriyor. İnsanlar, ellerinden alınan haklarını geri alıyorlar. 2008 Finansal Krizi de tam olarak buna sebep oldu aslında. İnsanlar kripto paralar ile finansal gücü ellerine geri almaya çalışıyorlar.

Sorumluluk Reddi

Sitemizde yayınlanan her içerik, iyi niyet çerçevesinde kaleme alınmıştır ve genel manada bilgi vermek amacıyla yazılmaktadır. Sitemizden edindiği bilgiler ışığında, okuyucunun yaptığı her hamle, çok net bir şekilde kendi riskidir ve siteyle bir ilgisi yoktur.

Sponsor
Sponsor