Federal Rezerv’in sınırsız para basması ve swap kanalları ile bunu diğer ülkelere de dağıtması gizli bir düşmanı yani hiper-enflasyonu her geçen gün daha fazla beslemekte. FED, Koronavirüs teşvikleri kapsamında 6 trilyon dolardan fazla para bastı ve bunları piyasaya sürdü. Bu da insanların kesin gözüyle bakılan enflasyon artışına karşın altın ve Bitcoin yatırımı yapmasını sağladı. Peki bu yarışın galibi hangisi olacak?
Bitcoin ve Altın Rekabeti
Aslında Bitcoin’e dijital altın denmesinin ve BTC sembolünün bile altına işaret etmesinin arkasında çok bariz bir sebep var. Bitcoin’in aynı altın gibi sınırlı arzı, bunu enflasyona karşı dayanıklı ve dirençli bir varlık yapıyor. Buna rağmen yüzyıllardır yatırımcıların uğrak noktası olan altın da Koronavirüs yüzünden dağılan ekonomi ile beraber yükselişe geçti. Peki enflasyona karşı hangisi daha iyi bir koruma sağlıyor veya sağlayabilir?
Aslında bu sorunun birçok cevabı ve araştırmalara konu olacak derinlikte detayları mevcut. Bunu en basit şekilde anlatmak için ise geçtiğimiz birkaç aylık süre içerisinde yaşanan gelişmelere bakmak yeterli olabilir. Koronavirüs’ün zirve yaptığı tarihlerde yatırımcıların ve özellikle kurumsal olanların rekor denebilecek seviyede fiziksel altın alım talebinde bulunduğu görülmüştü. Buna rağmen sekteye uğrayan tedarik zinciri ve ticari uçuşların durdurulması, fiziksel altın talebi olmasına rağmen bunun karşılanamamasına yol açtı.
Öte yandan Bitcoin ise yine kurumsal yatırımcıların talebine maruz kalırken fiziksel altının yaşadığı sıkıntıları yaşamadı. Herhangi bir tedarik zincirinden bağımsız olarak alınıp satılabilen BTC, sadece bu avantajla da kalmadı. Bitcoin’in buna ek olarak ne kadar sınırlı arza sahip olduğu da şeffaf bir şekilde görülebiliyor. Bitcoin blok ödülü yarılanmasından sonra piyasaya olan akışın yarı yarıya azalması da tam olarak bu sebepten BTC’ye yönelik talebi daha da arttırdı.
Fiziksel Altın, Engellere Takılıyor
Fiziksel altın ise hem lojistik zincirinin gösterdiği acı gerçek hem de BTC gibi şeffaf bir şekilde geride ne kadar arzı kaldığını sergileyememesi sebeplerinden ötürü talep düşüşü yaşadı. Bu farkı büyük ihtimalle kurumsal sektörün efsanelerinden birisi olan Paul Tudor Jones da görmüş olacak ki kendisi açık bir şekilde BTC yatırımı yaptığını belirtmişti. Jones, Bitcoin’in enflasyona karşı “en hızlı at” olduğunu belirterek bahsini buna yönelik yaptığını söylemekten kaçınmadı.
Dünyanın en çok kazanan 7. serbest fon yöneticisi Jones, Büyük Parasal Enflasyona çok az kaldığını belirtmişti. En hızlı ata yani Bitcoin’e yatırım yapmanın önemli bir direnç sağlayacağını belirten Jones, Bitcoin’in 1970’li yıllarda altının oynadığı rolü üstlenmeye başladığını belirtti.
O tarihlere bakıldığında altının 35 dolar seviyesinden %4.700’lük artış ile rekor bir yükseliş elde ettiği görülüyor. Bunun benzerinin BTC için yaşanması ise kesinlikle kripto paraları hayatımızda daha çok görmemizi sağlayabilir.
Aslında sadece yakın zamandaki gelişmelere değil, tarihsel verilere bakıldığında da BTC’nin bir hayli önde olduğu görülüyor. Bundan yaklaşık 10 yıl önce altına yapılan 1 dolarlık yatırım an itibariyle sadece 1,66 dolara denk gelmekte. Buna rağmen o tarihlerde 1 dolarlık BTC yatırımı, bu yazının kaleme alındığı an itibariyle 12,8 milyon dolara tekabül ediyor. Bu bile dijital altının gerçekten de fiziksel altının yerini almaya başladığının büyük bir kanıtı.Sorumluluk Reddi
Sorumluluk Reddi: Trust Project yönergelerine uygun olarak BeInCrypto, haberlerde tarafsız ve şeffaf raporları garanti eder. Bu haber makalesi doğru ve güncel bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Ancak okuyucuların bu içeriğe dayalı herhangi bir karar vermeden önce tüm bilgileri bağımsız olarak doğrulamaları ve bir profesyonele danışmaları tavsiye edilir.
Sponsor
Sponsor